bu tehdidi yerine getirmeden önce belki dönüp, aynaya bakmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | ربما تريدي الالتفاف و النظر بالمرآه قبل ان تنفيذي هذا التهديد. |
Onu telsizden duyduk efendi. Lütfen bu tehdidi ciddiye alın. | Open Subtitles | نحن سمعناه على اللاسلكي أرجوك خذ هذا التهديد على محمل الجد |
Her türlü önlemi kullanıp bu tehdidi kontrol altına alma emri aldık. | Open Subtitles | لدينا أوامر، باحتواء هذا التهديد بكل الوسائل الضرورية |
bu tehdidi ortadan kaldırana kadar birlikte çalışmamız gerekiyor. | Open Subtitles | اسمعي، حتى نقضي على ذلك التهديد علينا أن نعمل سوياً |
Bütün kenti etkileyen bu tehdidi bertaraf etmenin diğer yolu hayli riskli. | Open Subtitles | هناك طريقة أخرى لإيقاف هذا الخطر المحدق بكامل المدينة |
Umudum suikastçının ismini bize vermesi ve bu tehdidi sonlandırmamız. | Open Subtitles | أملي هو أن تقوم بتزويدنا باسم القاتل حتى يكون بمقدورنا وضع نهاية لهذا التهديد |
bu tehdidi ortadan kaldırmak için bir yol bulana kadar ülkeyi yeni bir saldırı için riske atıyoruz demektir. | Open Subtitles | فحتى نجد وسيلةً أخرى لاحتواء هذا التهديد إننا نخاطر بهجومٍ اَخر على هذه البلاد |
bu tehdidi yerine getirmeden önce belki dönüp, aynaya bakmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | ربما ترغبي في القاء نظرة في المرأه قبل ان تعتمدي علي هذا التهديد. |
Elçiyi herhangi bir şet tehdit ederse ne olursa olsun baş melek gelip bu tehdidi yok eder. | Open Subtitles | , لو هدد النبي أيّ شئ , أيّ شئ على الاطلاق فأحد الملائكة الأشداء سيدمر هذا التهديد |
Bir yükümlülüğümüz var bu kulübe, bu kasabaya karşı, bu tehdidi yok etmek için. | Open Subtitles | لهذا النادي لهذه البلدة لسحق هذا التهديد |
Dinle, başkana bu tehdidi gidermeye yönelik gelişme içerisinde olduğumuzu söyleyebilmeliyim. | Open Subtitles | اصغي، أحتاج لأن أكون قادراً على إخبار الرئيسة من أننا نحرز تقدماً نحو تجنب هذا التهديد |
Saygısızlık etmek istemem efendim ama bu tehdidi sizin aileniz benim ülkeme soktu. | Open Subtitles | مع كامل الاحترم يا سيدتي، عائلتكِ جلبت هذا التهديد إلى بلادي |
Ve bence bu tehdidi ortadan kaldırma zamanı geldi. | Open Subtitles | و أعتقد أنه الوقت المناسب لإزالة هذا التهديد |
bu tehdidi kimse incinmeden etkisizleştireceğiz. | Open Subtitles | نحن بحاجة لتحييد هذا التهديد قبل أي شخص آخر يتأذى. |
Yaşam tarzımıza karşı bu tehdidi ortadan kaldırıncaya kadar. | Open Subtitles | حتى في أراضيهم حتى نقضي على هذا التهديد لمنهجنا في الحياة |
Bilim camiası olarak, bu tehdidi halka anlatma konusunda başarılı olamadığımızın farkındayım. | Open Subtitles | تيقنت أننا كمجتمع علمي لم نقم بالعمل الأمثل لمجابهة هذا التهديد بالتواصل مع العامة |
Hayatlarını bu tehdidi anlamaya çalışmaya verdiler. | Open Subtitles | لقد ضحوًا بحياتهن لمحاولة القبض على هذا التهديد |
Onlar için bu tehdidi tamamen ortadan kaldırabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد أننا قد نقدر على إنهاء ذلك التهديد للأبد |
Ve bence bu tehdidi ortadan kaldırma zamanı geldi. | Open Subtitles | وأنا أعتقد أنه حان الوقت لنقضي على ذلك التهديد. |
bu tehdidi ortadan kaldırmalıyız. | Open Subtitles | علينا التخلص من ذلك التهديد سريعاً |
Tehdit bu kadar gerçekken bu tehdidi sona erdirip hatalarından arınman için sana son bir fırsat veriyorum. | Open Subtitles | سأمنحك الفرصة لكي تصلحي خطأك وتساعديني في القضاء على هذا الخطر للأبد |
Sen ciddi bu tehdidi almalıdır. | Open Subtitles | يجب أن تأخذها هذا الخطر بجدية . وأخبرا (بايج) |
Tehdit bu kadar gerçekken bu tehdidi sona erdirip hatalarından arınman için sana son bir fırsat veriyorum. | Open Subtitles | وكيف أن التهديد حقيقي أنا أمنحكِ فرصة لتصحيح خطأكِ ومساعدتي في وضع حداً لهذا التهديد إلى الأبد |