Aydınlatma görevini yerine getiriyor, ama aynı zamanda, bu veriyi transfer edebiliyoruz. | TED | انه يؤدي وظيفة الاضاءة لكن في نفس الوقت نستطيع بث هذه البيانات |
Örnek olarak, bu veriyi şu anki rahatlık derecemi ölçmek için kullansam ne olur? | TED | على سبيل المثال، ماذا لو كنت قادرا على استخدام هذه البيانات لمعرفة مدى استرخائي في أي لحظة؟ |
bu veriyi daha da ileri götürebilir miyiz? | TED | هل يمكننا دفع هذه البيانات إلى مستوى أعلى؟ |
bu veriyi profesyonel bir sürücüden elde ettiğimiz veri ile karşılaştırdığımızda benzerlik kesinlikle inanılmaz. | TED | قارنّا تلك البيانات مع التي نقوم بتسجيلها من سائق محترف، ووجدنا التشابه واضحا بشكل قاطع. |
Yani bu veriyi elverişli kılarak dünyayı daha iyi bir yer yapmaktan söz ediyoruz. | TED | إذاً نحن نتحدث عن تحسين لأداء العالم بجعل تلك البيانات متاحة. |
Ve kendi kendime düşündüm ki, bu CPU, tüm bu veriyi sistemin orasından orasına taşımak için gerçekten deli gibi çalışıyor olmalı | TED | وقلت لنفسي ، على وحدة المعالجة المركزية أن تعمل بجنون فقط للحفاظ على جميع هذه البيانات التي تمر عبر النظام. |
bu veriyi hala nasıl canlandıracağımıza dair bir çözüm bulamadık. | TED | ما زلنا لم نتعرف على كيفية إظهار هذه البيانات |
Efendim, geçidi kapatıp bu veriyi analiz etmeyi öneriyorum. | Open Subtitles | سيدي،أنصح بأن نفتح البوابة و نحلّل هذه البيانات. |
Artık bunun nasıl hissettirdiğini biliyor ve bu veriyi bir başkasının üstünde uyguluyor. | Open Subtitles | والآن هو يعلم كيف يشعر أحد به وهو يطبق هذه البيانات على شخص آخر |
Genelde, ürün datasını alır, burada kalemin datasında olduğu gibi, ki bu da ürünün 3 boyutlu halinin geometrik tasarımıdır, ve biz bu veriyi malzemeyle birlikte bir makineye geçiririz. | TED | في العادة, تأخذ البيانات مثل بيانات هذا القلم, والذي من شانه ان يكون تصوير هندسي لذلك المنتج في الابعاد الثلاثية, ومن ثم نرسل هذه البيانات مع مواد الى آلة |
bu veriyi iyice inceleyebilir ve insanların neler gönderdiklerini görebilirsiniz. | TED | يمكنك التدقيق فيها عبر هذه البيانات ونرى ما أرسله الناس . |
Sonra, bu veriyi bir dergi makalesinde, ve sonra kitabımda ve CBS ve NPR gibi kanallarda kullandım. Onlara yine "Trevor Aaronson'un bulguları yanlış." deme fırsatı tanındı. | TED | لاحقا، استعملت هذه البيانات في مقال بمجلة وبعدها في كتابي وظهرت على شبكة كولومبيا والإذاعة الوطنية قُدمت لهم هذه الفرصة مرة أخرى للقول أن نتائج تريفور أرونسون خاطئة |
BU VERİYİ KORUMAK İSTER MİSİNİZ? | Open Subtitles | "أتريد حمايّة هذه البيانات ؟" "نعم ــــ لا" |
Belki bu veriyi kullanabiliriz. | Open Subtitles | ربما إذا أردنا استخدام هذه البيانات. |
Bu büyük dataya olan çoğu yaklaşımın ana vurgusu şunlara odaklanıyor. "bu veriyi nasıl depolarım? Bu data içinde nasıl arama yaparım? Bu datayı nasıl işlerim?" | TED | التركيز الأكبر لأغلب التوجهات للبيانات الكبيرة تركز على ، "كيف أخزن هذه البيانات ؟ وكيف أبحث في هذه البيانات؟ كيف أعالج هذه البيانات؟ |
Sonra bu veriyi aldık. | TED | و من ثم أخذنا هذه البيانات. |
bu veriyi analize devam edip resimlerdeki sorunu bulmaya çalışacağız. | Open Subtitles | سنستمر في تحليل هذه البيانات... |
Yani, uzmanımız bu veriyi elde etmek isterse, hiçbir hak talebinde bulunmaz mısınız? | Open Subtitles | إذا كان الأمر كذلك أراد مستشار جهدنا لتطوير تلك البيانات , فإنك لن تأكيد المطالبة؟ |
Ya patoloji doktorunun cep telefonunu kullanarak mikroskopik bir inceleme yapması ve bu veriyi tekrar buluta yükleyerek daha iyi bir tanı koymasına ne dersiniz? | TED | ماذا عن تمكين الأطباء من الاستفادة مرة أخرى من هواتفهم النقالة لتمكن من الرؤية حتى على المستوى المجهري و استخلاص تلك البيانات من أجل تشخيص أفضل ؟ |
İşte bu, veriyi işlemeye uygun kılıyor ve size nerede ve ne zaman kötü hava kalitesine maruz kaldığınızı söyleyerek ne soluduğunuzu anlamanıza yardımcı oluyor; bu şekilde kirliliğe karşı harekete geçmek için bilgiye dayalı kararlar verebilirsiniz. | TED | وهذا ما يجعل تلك البيانات جاهزة للتداول وتساعدك على معرفة ما الذي تتنفسه بإعلامك بالمكان والوقت الذي كنتَ تتعرض فيه لنوعية هواء رديئة فيمكنك بذلك إتخاذ قرارات مبلغة للمبادرة بمكافحة التلوث. |
Çünkü doğal olarak veriyi olduğu haliyle kullanamazsınız. Fakat aslında, veriler hayatımızda olan biten çok şeyi yönlendirir ve öyle olur çünkü birileri bu veriyi alır ve onunla bir şeyler yapar. | TED | لأن البيانات بطبيعتها لا يمكن استخدامها لوحدها لكن في الواقع، تقود البيانات كثيراً مما يدور في حياتنا وذلك يحدث لأن شخصاً ما يأخذ تلك البيانات ويفعل بها شيئاً ما. |