Bu yüzden buradayım: Bize huzursuzluk verse bile, sorgulamaya teşvik etmek için. | TED | و لهذا أنا هنا: لأدفع بسؤال نحونا، حتى و إن كان يشعرنا بعدم الارتياح. |
Ama gaddarlığına rağmen seni önemsiyorum. Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | لكن وبرغم قسوتكِ، أحمل مشاعر تجاهك لهذا أنا هنا |
Teşekkürler ama ben Bu yüzden buradayım. Emin misiniz? | Open Subtitles | و سيكون هذا أفضل من المشي شكرا لك و لكن لهذا السبب أنا هنا |
- Bu yüzden buradayım. Harika. Bir araba koltuğu ayarlayayım. | Open Subtitles | هذا سبب وجودي هنا - رائع سأخرج كرسي السيارة - |
Bu yüzden buradayım. O cevapları bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | حَسناً، لِهذا أَنا هنا أُحاولُ أجاد كُلّ الأجوبة |
Bu yüzden buradayım. Onları bulmam lazım. Benim görevim bu. | Open Subtitles | لهذا انا هنا يجب على ايجادهم ، هذه هي مهمتى |
İkisi de başarılıydı, zaten Bu yüzden buradayım. | TED | كان كلاهما ناجحين، ولهذا السبب أنا هنا. |
Bu beyin zarındaki bir zedelenme. Ben Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | هذا عطبٌ في الدوائر الكهربائيّة للقشرة المُخيّة، ولهذا أنا هنا. |
Orduda yolunda gitmeyen pek çok şey vardır, ancak her zaman adamlarına sahip çıkar ki ben de Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | الجيش لديه أشياء خاطئة كثيرة لكنه يهتم برجاله .. لذلك أنا هنا .. |
Ben bunu denemeye hazırım, Bu yüzden buradayım efendim. | Open Subtitles | أنا مستعد أن أمنحها طلقة لهذا أنا هنا يا سيدي |
Aslında Bu yüzden buradayım sana yardım etmek için. | Open Subtitles | يمكننى مساعدتكم لهذا أنا هنا . لأساعدكم |
Bu yüzden buradayım. Yeni temasınız ben olacağım. | Open Subtitles | لهذا أنا هنا لأكون اتصالكم الجديد |
Bu yüzden buradayım. Roma'yı temsil etmek için. Bu asiler kim? | Open Subtitles | أعلم , و لهذا أنا هنا و ذلك لنذكرهم بسلطان "روما" عليهم |
Bu yüzden buradayım: iyi not aldığından emin olmak için. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا هنا لأتأكد من أنه يحصل على أعلى العلامات |
- Bağlantıma ihtiyacım var. - Kesinlikle. Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | أحتاج الى عودة ال سي او ام الخاص بي بالتأكيد ، لهذا السبب أنا هنا |
İşte Bu yüzden buradayım. Bunu göstermek için. | Open Subtitles | هذا سبب وجودي هنا,أتريدني أن أشير إليه لتراه |
Sanırım Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | لكن أعتقد أن هذا سبب وجودي هنا في المقام الأول |
Bu yüzden buradayım. Onları çıkaracağım. | Open Subtitles | .لِهذا أَنا هنا .لأحررهم خارج هذا البيت |
Bu yüzden buradayım. Bir dakikalığına gelebilir misiniz? | Open Subtitles | لهذا انا هنا الآن هل من الممكن أن تأتي معي قليلا؟ |
Buralarda tehlikeli tipler dolaşır, ben de Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | ثمة أشخاص خطرون في الجوار ولهذا السبب أنا هنا |
Hem de emlak ve hukuk vergileriyle ilgileniyorum, Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | ولكني اتولى قضايا الضرائب والتحصيلات، ولهذا أنا هنا |
Biliyorum efendim. Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | أعي هذا يا سيدي، لذلك أنا هنا أقف أمامك. |
Belki Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | ربما هذا هو السبب في أنني هنا. |
İşte Bu yüzden buradayım size yardım etmek için susuzluğunuzu gideriyorum, size hayatın en önemli hediyesini suyla veriyorum. | Open Subtitles | هذا سبب مجيئي إلى هنا لتوزيع الإغاثة أروي عطشكم لإعطاء الحياة نفسها بفضل الماء |
Evet, nerede olduğunu bilmiyorum ama, işte Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | نعم، أنا لا أعلم أين هو، لهذا جئت إلى هـنـا |
Gördün mü? Sorular bunlar. İşte Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | هذه هي الأسئلة هذا هو سبب تواجدي هنا |
Şimdi, adamın yeni bir tedarikçi aradığını söylemişti ve ben de Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | ،الآن، فتاك الكائن هنا قال بأنّك تبحث عن مموّن جديد، وهذا سبب وجودي هنا |
ama Bu yüzden buradayım; belki başka bir merdivenden inip aynı trene binmiş olabilirler. | Open Subtitles | لكن من المحتمل ولهذا انا هنا أنهم نزلوا من أى سلم أخر واستقلوا القطار معها |
Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | هذا سبب مجيئى الى هنا |