Eşim şu an yurtdışında bu yüzden sadece ikimiz varız. | Open Subtitles | آمم, كما ترون زوجي في الخارج.. لذا فقط نحن الاثنين هنا. لذا أتمنى أن تعتنوا بنا.. |
Biz burada en gelişmiş donanımları sahipiz ve bize gereken her şeyi görmek mümkün olacak, bu yüzden sadece rahatlayın. | Open Subtitles | لدينا اكثر الاجهزة تطوراً هنا, وسوف نستطيع ان نرى كل شيء نحتاجه, لذا فقط ارتاحي. |
bu yüzden sadece sizinle görüşmek istedim ondan önce... | Open Subtitles | لذا فقط أردت أن أتحقق الأمر معك ..قبل أن |
- Evet - bunun nasıI göründüğünü anladı bu yüzden sadece partiye git ve gerisine aldırma Doug. | Open Subtitles | -أجل - أجل حسناً عزيزي يبدو أنه يفهم لذا فقط اذهب لحفلتك وتجاهل " داج " فقط استمتع بوقتك |
bu yüzden sadece şunu söyleyeceğim... giysilere yemek bulaştırmayın. | Open Subtitles | منشغلين بالأعمال اليدوية ...لذا, فقط سأقول هذا لا تلطخوا الملابس بالطعام |
Biliyordum, bu yüzden sadece bunu bil. | Open Subtitles | علمت أنه باستطاعتي عملها لذا فقط قلت |
Denizaltında sınırlı sayıda oda var bu yüzden sadece benim seçeceğim en iyi huylu öğrenciler gidecek. | Open Subtitles | هناك غرف محدودة في الغواصة، لذا فقط الطلاب ذوي السلوك الحسن والذين سيحددون من طرفي... سيذهبون في هذه الرحلة. |
Bu yüzden... sadece bana izin vermen için benim ne yapmam gerektiğini söyle. | Open Subtitles | لذا... فقط أخبريني ما العقبة التي علي القفز عبرها |
Bu yüzden, sadece senden isteklerime saygı göstermeni göstermeni istiyorum. | Open Subtitles | لذا فقط اطلب منك ان تحترمي رغباتي |
bu yüzden sadece kullanın. | Open Subtitles | لذا فقط استخدمه |
Bu yüzden, sadece, plana sadık kal Hank | Open Subtitles | لذا فقط ألتزم بالخطة (هانك) |