Önce kendi bahçemde bir dükkan açtım ve çömlek yapıp Budapeste'de pazarda satmaya başladım. | TED | في البداية أسست محلاً في حديقتي الخاصة وصنعت فخارات للبيع في ساحة البيع في بودابست |
Her perşembe, Biz savaştan önce olduğu gibi davranırdık, Budapeste'de. | Open Subtitles | كل يوم خميس, يستدعيها هناك مثلما سبق في بودابست |
Naziler tüm yahudileri Budapeste'den Auschwitz kampına götürdüler. | Open Subtitles | لنازيون شحنوا جميع اليهود في بودابست إلى "أوشفيتز" |
(Gülüşmeler) Ama bir süre sonra Budapeste'de yeni bir fabrika inşa edilmeye başlandı bir çömlek fabrikası, büyük bir fabrika. | TED | (ضحك) مع ذلك، بعد فترة كان هناك مصنع جديد يبنى في بودابست كان مصنع فخار، وكان ضخماً |
Bu gece Budapeste'ye gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن ذاهبون الى بودابست الليلة |
Neden seni en basta Budapeste'ye getirdigimi? | Open Subtitles | لماذا جلبتك الى (بودابست) في المقام الأول؟ |
Bunlar, Budapeste Meclisi'mizden ölenlerin külleri. | Open Subtitles | تلك الاوعية هي كل ما تبقى من (مجمع (بودابست |
Hayır, Bela. Budapeste gitmiyorum! . | Open Subtitles | أنا لن أذهب لـ"بودابست" كلا ، يا (بيلا) |
Budapeste gitmeyeceğim! | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلي "بودابست" |