bugün erken saatlerde, Cleveland'in lüks semtlerinden birinde hiç düşünülmeyen gerçekleşti. | Open Subtitles | فى وقت سابق اليوم فى ضاحية راقية بكليفلاند الغير متوقع حدث |
- Müteahhitler bugün erken saatlerde duvarı yıkarlarken.. | Open Subtitles | وجد المقاولين لها في وقت سابق اليوم عندما كمات |
Ve bugün erken saatlerde onu radyasyon elbisesinde uyuklarken gördüm. | Open Subtitles | وفي وقت سابق من اليوم رأيته نائم داخل جناح الاشعاع. |
bugün erken saatlerde kulüp üyelerinden dört kişinin yanına gittim. | Open Subtitles | سابقاً اليوم أخترتُ أربع أعضاء لا على التعيين من النادي |
Doğu Londra'daki bir inşaat alanı bugün erken saatlerde yaşanan işçi yaralanmaları sebebiyle kapatıldı. | Open Subtitles | تم إغلاق موقع بناء مبنى شرق لندن بعد إصابة عدد من العمال مبكراً اليوم |
Hastane güvenliği bugün erken saatlerde doktorun istirahat odasına zorla girildiğini bildirmiş ama bu sekiz saat önce olmuş. | Open Subtitles | أمن المستشفى بلغ بأن شرفة الأطباء أخترقت مبكراً هذا اليوم لكن هذا كان قبل 8 ساعات |
bugün erken saatlerde polis bir açıklama yaparak... 5 memurun ölümüne neden olan kişiyi yakaladığını açıkladı. | Open Subtitles | سابقا اليوم شرطة فينيكس أعلنت ان الجاني المسؤول عن مقتل 5 ضباط من شرطة فينيكس قد ألقي القبض عليه |
bugün erken saatlerde bir kadını kendi çocuğunu kurtarmaya çalışırken izledim yerdeki kanı sanki onu kurtaracakmış gibi hızlı hızlı silmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | باكرًا اليوم رأيت إمرأة من القرية تحاول بإستماته إنقاذ طفلها و تقوم بمسح دمائه من الأسفلت بإصرار |
bugün erken saatlerde ona mesaj bırakmıştım bana dönmedi. | Open Subtitles | لقد تركت له رسالة في وقت مبكر اليوم و لم يرجع ليتصل بي بعدها |
Çok tuhaf, bugün erken saatlerde bir cümleyi edat ile bitirdim. | Open Subtitles | إنه أمر غريب جدًا، في وقت سابق اليوم أنهيت جملتي بحرف جر |
Las vegas Polisi, bugün erken saatlerde David Marlon'un, | Open Subtitles | أَكّدتْ لاس فيجاس pd التي david إعترفَ marlon في وقت سابق اليوم |
bugün erken saatlerde Hotch'a Harrison'dan bahsettim. | Open Subtitles | تَكلّمتُ مع Hotch في وقت سابق اليوم حول هاريسن. |
Aslında bugün erken saatlerde kaçırıldım. | Open Subtitles | اختطف أنا فعلا في وقت سابق اليوم. |
Yetkililer, bugün erken saatlerde gerçekleşen uzaylı terörist saldırısını araştırıyor. | Open Subtitles | "هجوم ارهابي فضائي" تحقق السلطات في الهجوم الفضائي الذي وقع في وقت سابق اليوم |
bugün erken saatlerde, bir polis memuru vuruldu ve öldürüldü. | Open Subtitles | في وقت سابق من اليوم تم قتل الشرطية بينما ... |
bugün erken saatlerde olan bazı şeyleri hatırlıyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أتذكر بعض الأشياء في وقت سابق من اليوم |
Sanırım bu adam, bugün erken saatlerde çıkış yaptı. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك الرجل قام بمُغادرة فندقكم في وقت سابق من اليوم |
bugün erken saatlerde bir hostesin New York uçağıyla yasadışı mal kaçıracağı istihbaratını aldık. | Open Subtitles | سابقاً اليوم وصلتنا معلومة حولَ واحدٍ من الخيوط الغير مسجلة أن مضيفةَ طيران كانت تخطط |
bugün erken saatlerde tanıştığımız, kendisini "Bill" olarak tanıtan şahıs. | Open Subtitles | إنه الرجل الذي قابلناه مبكراً اليوم. و عرف نفسه باسم (بيل) |
Sayın başsavcım bugün erken saatlerde bölümünüz şehrin en büyük inşaat firmalarından biri olan Fantini Kardeşleri, ihaleye fesat karıştırma sahtekarlık, hileli anlaşma, vergi kaçakçılığı suçlarında bulundu. | Open Subtitles | مبكراً هذا اليوم اشار مكتبك الى واحد من اكبر مطوري العقارات في المدينة الاخوان فانتيني عليهم عدة تهم |
- Perşembe günü. - bugün erken saatlerde buradaydı ama? | Open Subtitles | -الخميس، لكنّه كان هنا سابقا اليوم . |
bugün erken saatlerde FBI ajanları Kolombiyalı yetkililerle birlikte San Marta'da konteynır gemilerini aradılar. | Open Subtitles | باكرًا اليوم المباحث الفيدراليّة لقد عملوا "مع السلطات الـ"كولومبية للبحث عن مستودع للسفن في "سان مارتا" |
Harrison'ın avukatı Daniel Rafferty'yi bugün erken saatlerde... mahkeme binasının dışında yakaladık. | Open Subtitles | في التقرير 97$ مليون. لَحقنَا بهاريسن المُحامي دانيال رافيرتي في وقت مبكر اليوم خارج دارِ العدل. |
Frank'in kadın vajinalarını otomobillerle karşılaştırdığını duymuştum bugün erken saatlerde. | Open Subtitles | سمعت "فرانك" يقارن النساء بالسيارات مبكرا اليوم |
bugün erken saatlerde suçlamalar resmileşti, ve Khan mahkemeye sevk edildi. | Open Subtitles | تمّ اتهامه رسميًّا بجريمة قتل، واستدعي للمحكة في وقت سابق هذا اليوم |
bugün erken saatlerde teğmeninizle ufak bir konuşma yaptım. | Open Subtitles | ولكنني أجريت فحسب محادثة مع المقدم باكراً اليوم |
bugün erken saatlerde stüdyomuzdaydınız. | Open Subtitles | انت كنت بالاستديو لدينا بوقت مبكر اليوم |