Biraz farklı ama o hatıra anahtarlıklarında bulamayacağın kadar da farklı değil. | Open Subtitles | مختلف قليلًا، لكن ليس مختلفًا جدًّا، فلن تجده على أحد ميداليات المفاتيح. |
Bu vahşi doğada bulamayacağın kadar yüksek oranda rafine edilmiş bir gıda. | Open Subtitles | هذا طعام نقي إلى حد كبير شيء لن تجده في البرية |
Asla bulamayacağın bir şeyi arıyorsun komutan. | Open Subtitles | أنت تبحث عن شيء لن تجده أبداً ، أيها القائد |
Ve bu çer çöpü okuyarak da bulamayacağın kesin. | Open Subtitles | وقطعاً لن تجديها بقراءة هذه الهراءات. |
Orijinali asla bulamayacağın bir yerde. | Open Subtitles | الأصلية في مكانِ ما لن تجديها أبداً. |
Belki de hiç bir zaman bulamayacağın aşkı beklemek. | Open Subtitles | إنتظار الحب .. الذي يمكن أن لا تجديه أبداً |
- Brian sen benim oğlumsun ve muhtemelen asla bulamayacağın bir şeyi kovalamanı istemiyorum. | Open Subtitles | أنتَ ولدي ولا أريد ان اخسرك سعيكَ وراء شئ قد لا تجده أبداً |
Sakladım, asla bulamayacağın bir yere hem de. | Open Subtitles | لقد خبأتها , في مكان لن تجده أبداً |
Şimdi onu asla bulamayacağın bir yere sakladım. | Open Subtitles | إنها الآن مخبأه بمكان لن تجده أبداً |
Asla bulamayacağın bir yerde. | Open Subtitles | لا محالة في مكان لن تستطيع أن تجده |
Asla bulamayacağın bir yerde. | Open Subtitles | أين هذا ؟ . في مكان لن تجده |
Asla bulamayacağın bir yerde. | Open Subtitles | في مكان لن تجده فيه |
Senin hiç bulamayacağın bir şey. | Open Subtitles | هو شيء واحد لن تجده |
Asla bulamayacağın bir yerde. | Open Subtitles | بمكانٍ لن تجده مطلقاً |
Asla bulamayacağın bir yerde. | Open Subtitles | مكان لن تجده أبدا |
Charles'ı kurtaracak kadar kısa sürede bulamayacağın da kesin. | Open Subtitles | ولن تجديها بالتأكيد في الوقت الملائم لإنقاذ "تشارلز". |
Hey, şunu söylemeye çalışıyorum Boston'da yenisin, ve sana gezi rehberleri kitabında bulamayacağın, yerler gösterebilirim. | Open Subtitles | إنني أقول وحسب، أنت جديدة في (بوسطن) ويمكنني أن أريك أماكن لن تجديها في كتاب دليل السائح |
Burada oturup beklerken bulamayacağın kesin. | Open Subtitles | وبالتأكيد لن تجديه وأنت جالسة على هذا المقعد |
Dallas'ta burada bulamayacağın bir şeyler olacağını biliyordum. | Open Subtitles | أترين, علمت أن هناك شيئاً ما في (دالاس) لن تجديه هنا |