| Anahtarın açtığı bir giriş bulduğumuzda bir de bakmışız 10.000 yıl geçmiş. | Open Subtitles | و عندما نجد القفل المطلوب سنعرف ان هناك 100000 سنه قد مرت |
| Silah dolabının anahtarlarını yakında bulduğumuzda silahları alır ceplerimizdeki bölmeye yerleştirmiş oluruz. | Open Subtitles | أليس كذلك ؟ بمجرد أن نجد مفاتيح دولاب الأسلحة نأتى ببعض الأسلحة |
| Çamaşır çekmecesini onun parmak izleriyle kaplı halde bulduğumuzda anlatmıştı. | Open Subtitles | هذه كانت قصته بعدما وجدنا بصماته تملأ درج ثيابها الداخلية |
| Bir ipucunun peşindeyiz ve bir şey bulduğumuzda seni bilgilendireceğim. | Open Subtitles | إننا نتبع خيطاً وسأعلك إذا أو متى ما وجدنا شيئاً |
| Onu bulduğumuzda, istasyona gidiyordu. | Open Subtitles | لقد كان في طريقه إلي المحطة عندما وجدناه. |
| Bedenini bulduğumuzda neyin yanlış gitmiş olduğunu anladık; | TED | عندما عثرنا على جثته، تبين لنا أنه توفي بالخطأ. |
| Onu nasıl koruyacağımız ve bulduğumuzda mikrop bulaştımayacağımız çok önemli. | TED | وهذا موضوع خطير ، إذ كيف سنحميها ، إذا وجدناها ، بدون أن نلوثها ؟ |
| Ve sonra, arabayı bulduğumuzda asıl hediyelerimizi verelim. | Open Subtitles | و عندما نعثر على السياره نعطيهم هداياهم الحقيقيه |
| Ölen benim evlâdımdı. O herifi bulduğumuzda ona haddini tüfeğim bildirecek. | Open Subtitles | لقدكانتطفلتي، وسلاحي هو الذي سيتصرف معه عندما نجده |
| Seni burada tutmanın bir yolunu bulduğumuzda bunun için zamanımız olacak. | Open Subtitles | . سيكون لدينا الوقت لهذا . حتي نجد الطريقة لنبقيك هنا |
| Kimin yaptığını bulacağız ve bulduğumuzda da, senin yapacağın gibi tutuklamayacağız. | Open Subtitles | أجل سوف نجد من فعل هذا وعندما نفعل لن نعتقله مثلكم |
| Uymayan bir parça bulduğumuzda onu suçüstü yakalayacağız. Bu şekilde yapacağız. | Open Subtitles | ثم نجد الجزء الغير ملائم، ونقبض عليه متلبساً، هكذا تُقضى الأمور. |
| Neredeydiler? Kumullar bulduğumuzda durum daha da kafa karıştırıcı hale geldi. | TED | أين هم؟ وقد أصبح الأمر أكثر إرباكا عندما وجدنا كثبانا. |
| bulmamız gerekti. Daha büyük binalar bulduğumuzda bunları değerlendirmek için kaynaklara ihtiyacımız olduğunu anladık. | TED | وبحلول الوقت، وجدنا بنايات أكبر، كانت تتوفر، جزئيًا، الموارد الضرورية للتفكير بشأن هذه الأمور. |
| Onu 240 numaralı otoyolda bulduğumuzda çok kötü bir şekilde hafızasını yitirmişti. | Open Subtitles | عندما وجدنا الصبي خارجاً على الطريق 240، كان لديه حالة سيئة من فقدان الذاكرة. |
| Yani, dün kafeteryada onu bulduğumuzda... | Open Subtitles | أتعني بالأمس ، في لكافيتريا .. عندما وجدناه |
| Belki bulduğumuzda bunu benim müfreze subayıma da söylersiniz. -Eğer bulursak. | Open Subtitles | لعلك تستطيع قول ذلك لقائد فصيلتي حين نجده إذا وجدناه |
| - Ben yalnızdım. - Sizi bulduğumuzda yalnızdınız. | Open Subtitles | لقد كنت وحدى كنت وحدك حقا عندما عثرنا عليك, ولكن, البواب رآها تدخل معك |
| Şey, biz onu bulduğumuzda, vücudunun yarısı göçük altında kalmıştı. | Open Subtitles | حسناً، عندما وجدناها كان جسمها شبه مدفون بالحطام |
| Pakala, Frank Dunlop'un katilini bulduğumuzda daha az büyülenmiş olacağız. | Open Subtitles | حسنا.. سنصبح أقل إثارة عندما نعثر على قاتل دنلوب |
| Onu bulduğumuzda yüzüstü yatmış, ölü taklidi yaparak komuta ediyordu! | Open Subtitles | لقد كان يقودها قبل أن نجده هناك , يمثل أنه ميت |
| Sizi bulduğumuzda, Berlin'i terk etmeye mi hazırlanıyordunuz? | Open Subtitles | ألم تكن يوجد لديك أي مخرج عندما وجدناك تحاول الخروج من برلين؟ |
| Onu bulduğumuzda bunu binlerce kez söyleyebilirsin. | Open Subtitles | أنها تعلم , وسوف نجدها ويمكنك قول ذلك لها الاف المرات |
| Onları bulduğumuzda bizimkilere ne yaptılarsa biz de aynısını yapacağız. | Open Subtitles | سوف نفعل بهم مافعلوا برجالنا بمجرد ان نجدهم |
| Geçen hafta burayı bulduğumuzda bir grup aylak bu çitlerin arkasında durmuş bekçi köpekleri gibi insanları kaçırıyordu. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي عندما اكتشفنا هذا المكان كان هناك العديد من السائرون خلف هذا السور يبقون الناس خارجا كأنهم كلاب حراسة |
| bulduğumuzda baygındı. | Open Subtitles | لقد استحق الأمر المحاولة |