McGee, Metropolitan Polisi bulmadan önce Cameron Dean'i buraya getir. | Open Subtitles | ماكجى,احضر كاميرون دين الى هنا قبل أن تعثر عليه الشرطه |
Hem amcan seni bulmadan önce gitmezsen sana kim bilir neler yapar? | Open Subtitles | وما لَمْ تعبرا قبل أنْ يعثر عمّك عليك فمَنْ يدري ماذا سيفعل؟ |
İrlandalılar onu bulmadan işi halletmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن يتصرف سريعا قبل أن يجده الأيرلنديون |
Önemli olan tek şey, başkası bulmadan bizim onu bulmamız. | Open Subtitles | المهم الان هو ان علينا ايجادها قبل يجدها شخص اخر |
Onlar beni bulmadan benim birisini bulmam için zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | انا بحاجة الى الوقت للعثور على احدٍ قبل ان يعثروا علي |
Onu ortadan kaldırmalıyız! Konuşma fırsatı bulmadan önce. | Open Subtitles | يجب أن نتخلص منه الآن قبل أن يجدوا فرصه ليجعلوه يتكلم |
Pekâlâ, öncelikle, o bizi bulmadan, biz onun nerede olduğunu bulmalıyız. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن نعثر على مكان، تواثا قبل أن تعثر على مكاننا |
Başarısızlık olasılıklarını, yani kişinin enstrümanını bulmadan önce üç ya da dört kutu açma olasılığını bularak başlayalım. | TED | لنبدأ بمعرفة احتمالات الفشل، فرصة احتياج أحدهم لفتح 3 أو 4 صناديق قبل أن يجد أداته |
O zımbayı bulmadan buradan bir yere ayrılmayacaksın. | Open Subtitles | لا تذهب إلى أيّ مكان إلى أن نجد الكبّاسة. |
Willow intikam peşinde. Onu Warren'ı bulmadan önce bulmalıyız. | Open Subtitles | ويلو في الخارج تطالب بالدماء نحتاج لأن نجدها قبل أن تجد وارين |
Eğer ben onu bulmadan o seni bulursa, ...ona ben dönene kadar yere yatmasını söyle. | Open Subtitles | إذا يجدك قبل أن أجده، أريدك أن تجعله يستند عليه الأرض حتى أعد. |
Bu doğru mu? Frank, sana beni bulmadan önce yaşadığım evi göstereyim. | Open Subtitles | سأريكم البيوت حيث كنت أقطن قبل أن يجدني فرانك. |
Bizi Dünya'dan trilyonlarca kilometre uzağa götürebilir, ve onlar bizi bulmadan önce biz onları bulabiliriz. | Open Subtitles | ان الامر سيستغرق منا تريليونات من الأميال من الأرض, ويمكن أن نجد الكائنات الفضائية قبل أن يجدونا. |
Polis bulmadan önce yerini değiştirmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | ولابد ان اذهب لاحضره الان لابد ان ننقله قبل ان تعثر عليه الشرطه |
Senden başka bir şey duymak istemiyorum. Polis gidip onu bulmadan önce doğruca sinemaya gidip o kuş kafesini buraya getir. | Open Subtitles | اذهب الى هذه السينما فورا واسترجع قفص الطيور هذا قبل ان يعثر عليه البوليس |
Bu çocuk bir polis bulmadan önce Kaliforniya'dan çıksak iyi olur. | Open Subtitles | يحب أن نتجاوز حدود كاليفورنيا قبل أن يعثر هذا الفتى على أي شرطي |
Aslında, tek başınaymış ve temizlikçi onu bulmadan saatler önce ölmüş. | Open Subtitles | في الواقع، كان لوحده ومرت ساعات قبل أن يجده الحارس |
O halde onu başkası bulmadan oraya gitmemiz lazım. | Open Subtitles | اذا يجب ان نذهب هناك قبل ان يجده احدا آخر |
Önemli olan tek şey, başkası bulmadan bizim onu bulmamız. | Open Subtitles | المهم الان هو ان علينا ايجادها قبل يجدها شخص اخر |
Adamlar onu bulmadan o bizi bulur umarım. | Open Subtitles | حسنا، آمل أن يجدنا قبل أن يعثروا هم عليه. |
Hadi, tüm bunları bulmadan önce buradan gidelim. | Open Subtitles | هيا دعنا نخرج من هنا قبل ان يجدوا هذه الفوضى |
Sonuç olarak başkaları bulmadan önce uçağı bulup yok etmemizi istiyorsunuz. | Open Subtitles | إذاً أنت تريدنا أن نعثر على الطائرة ونحطمها قبل أن يصل إليها أي أحد؟ |
Nereye varmak istediğinizi biliyorum ama paraşütü bulmadan bunu nasıl ispatlayacağınızı anlamıyorum. | Open Subtitles | أعرف ما تلمح له لكن لا أفهم كيف تثبت أن الرجل يقفز دون أن يجد مظلة |
İçeri girmenin başka bir yolunu bulmadan maalesef yapabileceğimiz başka bir şey yok. | Open Subtitles | مالم نحن يمكن أن نجد آخرون طريق في، الذي كلّ نحن يمكن أن نعمل. |
Koca bıçağı arabaya saklar ve biz onu bulmadan önce imha ekibine hurda arabayı parçalattırır. | Open Subtitles | ويجعل طاقم تحطيم يقطّع الشاحنة قبل أن نجدها |
tek düşünebildiğim biri seni bulmadan önce orada ne kadardır öyle duruyordun acaba oldu. | Open Subtitles | كم ستبقى مشنوقاً هناك حتى يجدك أحد لدي العديد من العاملين |
O beni bulmadan önce birini beni bulması için yollamalısınız... | Open Subtitles | يجب أن ترسلي شخصاً بسرعة، قبل أن يجدني |
Onlar bizi bulmadan önce en iyi ihtimalle sabaha kadar vaktimiz var. | Open Subtitles | لدينا وقت حتّى الصّباح على الأكثر إلى أن يجدونا. |
Kendini bir mahkemede jüri karşısında yere çakılmış bulmadan önce. | Open Subtitles | قبل أن تجد نفسك تقوم بهبوط إضطراري وسط المحكمة العسكرية. |
Bunu bulmadan önce, aynı şeyi Daniel için de söylerdim. | Open Subtitles | وسوف كنت سأقول الشيء نفسه عن دانيال قبل ان اعثر على هذا |