Onun velisi olarak, ona bir damat bulmak zorundayız. | Open Subtitles | بما أنها تحت رعايتنا، يجب أن نجد لها عريس |
Başka çocukları öldürmeden bulmak zorundayız. | Open Subtitles | نحن يجب أن نجد هذا الشئ قبل أن يقتل أطفال أخرى |
bulmak zorundayız Ilginç bir yol O dosyayı kurtarmak için. | Open Subtitles | سيكون علينا أن نجد طريقة مثيرة للاهتمام لتحرير هذا الملف. |
Gelecek mirasımızı sömüren bu insanları durdurmanın yollarını bulmak zorundayız. | TED | علينا أن نجد وسائل لإيقاف هؤلاء الناس من سلب إرث المستقبل |
Lapa canavarları bir yere gitmez. Onun bulunduğu yeri bulmak zorundayız. | Open Subtitles | هذا الوحش لن يذهب إلى أي مكان يجب أن نعثر على المكان |
- Hiçbir şey bilmiyoruz Anna. - Onu bulmak zorundayız. | Open Subtitles | لا نعرف شىء - أرجوك , علينا العثور عليه - |
Haklısın, bu Marilyn Manson'u bulmak zorundayız ve ben de bu p.çe veya oro.puya aklımdan veya penisimden biraz vereceğim. | Open Subtitles | يجب أن نجد مارلين مانسن هذا و أنا سأعطي ذلك النذل أو العاهرة قطعة من عقلي أو قضيبي |
Bana sormak istediğin bir sürü soru olduğuna eminim ama şu anda gemimi bulmak zorundayız. | Open Subtitles | أنا متأكدة أن لديك الكثير من الأسئلة لكننا الآن يجب أن نجد سفينتي |
Yeri bulmak için doğru haritayı bulmak zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن نجد الخريطة المناسبة حتى نعرف الموقع |
Fakat bir daha ki dolunaya kadar kayıp olan o barbarı da bulmak zorundayız. | Open Subtitles | ولكن يجب أن نجد آخر ابناء كرين قبل اكتمال القمر القادم. |
Ama iki taraf da hayatta kalabilir. Bir çıkar yolunu bulmak zorundayız sadece. | Open Subtitles | لكن ، يمكن لكلانا أن يحيا يجب أن نجد طريقة فقط |
Açıkçası, bilmiyorum. Ama bir yolunu bulmak zorundayız. | Open Subtitles | حقيقة أنا لا أعرف ولكن علينا أن نجد طريقة |
- Kendimize bir çıkış bulmak zorundayız. - Dur bir saniye, Jack. | Open Subtitles | لذلك علينا أن نجد الطريق للخارج لحظة يا جاك |
Eğer kaynağı bulamazsak, bu hastalıkla savaşmak için başka yollar bulmak zorundayız. | Open Subtitles | إن لم نحصل على الدم المصدر علينا أن نجد طريقة للقضاء على هذا المرض |
Onu bulmak zorundayız çünkü yardım çağırmaya gittiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | يجب أن نعثر عليه، لأنني لا أظنه ذهب لإحضار المساعدة. |
Onu gördüm. Babamın cesedini bulmak zorundayız. | Open Subtitles | لقد رأيته، يجب أن نعثر على جثة أبي. |
Uzman doktorlara özel park yeri veriliyor mu yoksa kendimiz mi bulmak zorundayız? | Open Subtitles | هل مواقف السيارات مخصصة للاخصائيين، أم سيكون علينا العثور على مواقف لأنفسنا؟ |
Elimizden geldiğince çabuk onu bulmak zorundayız ve onu görürseniz sakın ola belli etmeyin. | Open Subtitles | حسناً، علينا أن نعثر عليه بأسرع ما يمكن وإذا رأيتموه |
- İnsanlar işbirliği yapmazlarsa ikna edecek başka yollar bulmak zorundayız. | Open Subtitles | عندما لا يتعاون الناس - يجب علينا ان نجد طرقٍ اخرى |
- Bu durum için özür dileriz ama gerçekten tanığın kim olduğunu bulmak zorundayız. | Open Subtitles | حسناً، إذن نعتذر لفرض أنفسنا، لكن يجب علينا أن نكتشف من ذلك الشاهد. |
Bu adamı bulmak zorundayız. | Open Subtitles | ليمسحوا الغابه علينا أيجاد هذا الشخص |
Başka bir yol bulmak zorundayız. | Open Subtitles | لحرمانها من الاشتراك في سباق الاثنين لا بد أن نجد طريقة أخرى |
Korkunç bir şey olmak üzere. Clark'ı bulmak zorundayız! | Open Subtitles | شيئاً ما مخيف سيحدث يجب علينا إيجاد كلارك |
Onları kimin ve ne için öldürdüğünü bulmadan önce o insanların kimler olduğunu bulmak zorundayız. | Open Subtitles | حسنا، يجب علينا معرفة من هم كل هؤلاء الناس قبل أن نتمكن من معرفة من الذي يريد قتلهم والسبب في ذلك. |
Bunun arkadasında kimin olduğunu bulmak zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن نكتشف من وراء كل هذا |
Bariyer kapakları yetersiz kalıp, gaz güvenli bölgelere girmeden önce Sentox'u etkisiz hale getirmenin ya da bulaştığı alanlardan dışarı atmanın yolunu bulmak zorundayız. | Open Subtitles | لابد أن نعثر على طريقة إما لحياد هذا الغاز أو سحبه من المناطق الملوثة قبل أن تنهار العوازل |
O halde seni gören adamı bulmak zorundayız. | Open Subtitles | اذا لابد ان نجد الرجل الذي رآك |
belki ona da yalan söylemişlerdir. Onu bulmak zorundayız. | Open Subtitles | محتمل أن يكونو قد كذبوا عليها أيضا يجب علينا أن نجدها |