Sonunda Sophia'nın adresini bulması için özel bir dedektif tuttum. | Open Subtitles | اضطررت في النهاية لاستئجار مخبر الخاص للعثور على عنوان صوفيا |
Artık endişelenmeyin, bayan. Kocanızın cesedini bulması için özel köpek birimimizden birini yollayacağım. | Open Subtitles | لا تقلقي يا سيدتي، سنرسل أحد كلابنا البوليسية المميزة للبحث عن جثة زوجك |
Onun hakkındaki tüm suçlamalarımı çektim Annesini bulması için birini kiraladım. | Open Subtitles | لقد قمت بكل مابوسعي .استاجرت شخصا ما ليجد والدته |
Bu ortamda özellikle de senin yaşında birine, iş bulması için şans dilemek gerek. | Open Subtitles | حسنًا ، حظَّا موفقًا في إيجاد وظيفة في هذا الاقتصاد وتلائم عمركِ |
Ona bir meblağ önermemiz veya kalacak bir yer bulması için yardım etmemiz gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يجب أن نعرض عليها مبلغا صغيرا أو نساعدها لتجد مكانا جديدا |
Telefonunu koltuğun altında bırakmış. İçinde bizden birinin bulması için bir videosu vardı. | Open Subtitles | لقد تركت هاتفها الخلويّ أسفل مقعد السيّارة، وبه رسالة مُصوّرة ليجدها أحدنا. |
Sanıyorum Bay Dempsey'e kalacak yer bulması için yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | بحلول نهاية الاسبوع اعتقد بأنني يمكنني ان اساعد السيد ديمبسي في العثور على مكان اقامة ملائم |
Bir ay Coil'e L'in kimliğini bulması için zaman verelim. Kimliğini bulamazsa rastgele tarihlerde öldürmeye mahkum oluruz. | Open Subtitles | ماذا لو أعطينا كويل شهراً ليكتشف شخصية إل وإن لم يكتشف ذلك ننتظر شهراً آخر ونجعل القتل فيه يتم بتواريخ عشوائية |
Kara Pençe sandığın bizde olduğunu bilmiyor ve bulması için gönderilen adamlar öldü. | Open Subtitles | المخلب الاسود لا يعرف اننا نملك الصندوق والرجال الذين ارسلوهم للعثور عليه ماتوا |
bulması için parıldamayacağım. | Open Subtitles | ستسقط منه مفاتيحه ولن أتوهّج لأساعده للعثور عليها |
Pierce'ı bulması için onu Rusya'ya gönderdiğimde, ortadan kayboldu. | Open Subtitles | وعندما أرسلتها إلى روسيا للعثور على بيرس، اختفت تماما. |
Sizin gibi beyaz birini bulması için ajanına talimat vermiş biri var. | Open Subtitles | أنه كان هناك شخص كلف وكيله للبحث عن سيدة شابة قوقازية تشبهك |
Kaynaklarımdan aldığım bilgiye göre bu; hastanenin kirli çamaşırlarınızı bulması için kiralamak istediği özel dedektif. | Open Subtitles | مصادري تقول أن هذا هو المحقق الخاص الذي تريد المستشفى تعيينه للبحث عن أسرارك |
Ne diyeceğiz, tek başına gezmesine izin verdiğimizi bir orospu bulması için esrar içirip kafayı buldurduğumuzu mu söyleyelim? | Open Subtitles | ماذا، وتخبرهم اننا تركناه يبتعد ليجد مومس؟ |
Zor bir zamanda, güvenilir bir yer bulması için onu denizin karşısına yollamıştım. | Open Subtitles | ... لقد ارسلته بعيداً في وقت مظلم وحرج عبر البحر ليجد مكاناً امناً |
Birini bulması için S.H.I.E.L.D.'ın yardımına ihtiyacı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول بأنها تحتاج مساعدة (شيلد) في إيجاد شخص ما. |
O'na bir şikayetçi bulması için daha fazla zaman verme. | Open Subtitles | لا تمنحها أيّ وقت إضافي لتجد شاهد إدّعاء |
Birinin bulması için, damgalı pullu ama postalanmamış bir mektup bırakın. | Open Subtitles | اترك رسالة مختومة وموضوع عليها الطوابع ولكن غير معنونة ليجدها شخص أخر |
Yani, ona bulması için yardım edin! | Open Subtitles | حسنا، لذلك يجب أن يذهب الرجال _ مساعدته في العثور عليه! |
Tamam, yani Carter'ın bu adama, babasına hastalığı bulaştırma yolunu bulması için para ödediğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | حسناً,أنت تعتقد أن كارتر دفع لهذا الرجل ليكتشف طريقة يستطيع من خلالها أن يعطي المرض لأبيه مثير للاهتمام |
Ben de ona gitmesi gereken yeri bulması için yardım edeceğim. | Open Subtitles | وعليّ مساعدتها لتعثر على طريقها الى حيث عليها الذهاب |
Onu spor dışında ona sevinç veren yeni şeyler bulması için cesaretlendirdim. | TED | شجعتها على إيجاد ما يجلب لها السعادة، بعيداً عن الرياضة. |
Annemi incitenleri bulması için babama yardım mı ediyorsunuz? | Open Subtitles | أأنتم تساعدون أبي بإيجاد الشخص الذي قتل والدتي؟ |
Van Laar'ın mektuplarını bulması için bıraktım. | Open Subtitles | لقد تركت رسائل فان لار ليعثر عليها |