ويكيبيديا

    "buluşmak için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لمقابلة
        
    • للقاء
        
    • لمقابلته
        
    • للإجتماع
        
    • لأقابل
        
    • لتلبية
        
    • لتقابل
        
    • لملاقاة
        
    • لنقابل
        
    • لكي اقابله
        
    • ليلتقي
        
    • لاقابل
        
    Biriyle buluşmak için bir yere ihtiyacı vardı, gözden uzak bir yere. Open Subtitles كان محتاجاً إلى مكان لمقابلة شخص ما ، مكان بعيد عن الأنظار
    Büyük gün geldiğinde buzdolabını süt ve taze meyvelerle doldurduk ve aileyle buluşmak için havaalanına gittik. TED حين أتى اليوم الكبير ملأنا ثلاجتهم بالحليب والفاكهة الطازجة واتجهنا إلى المطار لمقابلة العائلة
    Pencere yok, kamera yok, kalabalık yok. buluşmak için mükemmel bir yer. Open Subtitles لا نوافذ ، لا كاميرات ، لا شحود ، مكان مثالي للقاء
    Dikkat çekmemen gerektiğinde buluşmak için çok mantıklı yerler buralar. Open Subtitles هذه ستكون أماكن رائعة للقاء شخص ما دون لفت الإنتباه.
    Para biriktirip, iznimde onunla buluşmak için San Francisco'ya gittim. Open Subtitles كنت أدخر نقودي والإجازات وذهبت إلى سان فرانسيسكو لمقابلته.
    Burada tekrar buluşmak için parolamız bu. Open Subtitles تلك ستكون إشارتك للإجتماع هنا.
    Destek trenleri ile buluşmak için Kuzey tümeni köprüye yaklaşıyor. Open Subtitles القوات الشمالية تقترب من الجسر لمقابلة قطارات الإمدادات
    Çünkü ben soruyorum. Burada adamla buluşmak için oturuyorum. Open Subtitles لأنّي أسأل عليه، لأنّي أجلس هنا لمقابلة الرجل.
    - Hayır, iki kişi. Buraya Bay Juntao'yla buluşmak için geldim. Open Subtitles لا، لإثنان انا هنا لمقابلة ،السيد جون تاو
    -Hayır iki kişi. Bay Juntao'yla buluşmak için buradayım. Open Subtitles لا، لإثنان انا هنا لمقابلة ،السيد جون تاو
    Raporlara göre bir müşteriyle buluşmak için Fas'a gidecek. Open Subtitles تقارير مخبرينا تقول أنه سيكون فى المغرب لمقابلة عميل
    Kız ve erkek kardeşlerim, tanrılarımızla buluşmak için uçuyoruz. Open Subtitles نحن نطير يا أخوانى وأخواتى نطير لمقابلة الآلهة
    Daha sonra bütün hafta boyunca 72. caddede bir otele Lily ile buluşmak için gittiği ortaya çıktı. Open Subtitles تبين، أن طوال الإسبوع كان يتخفى ذاهبا إلى فندق في الشارع الثاني وسبعون للقاء ليلي
    Bizim için çalıştığına inandığımız biriyle buluşmak için Los Angeles'a geldi. Open Subtitles هو في لوس أنجلوس للقاء شخص متأكدين بأنه يعمل معنا
    - buluşmak için hazır olduğunda, parayı getireceğim... senin seçtigin bir yer ve zamanda. Open Subtitles إذا كنتَ على إستعدادٍ للقاء ..سأحضر النقود في المكان و الزمان الذي تختاره أنت
    Bilmiyorum. Onunla buluşmak için buraya geldim. Open Subtitles لا أعلم، لق أتيت لمقابلته من ثم وجدته هكذا
    Bir dostlumun oğluyla buluşmak için gönderildim. Open Subtitles أنا أرسلت للإجتماع إبن صديق
    Dutch Henry adında bir adamla buluşmak için buradayım. Open Subtitles ركبت لأقابل رجلا اسمه داتش هنري ويسكي ، لو سمحت ؟
    Briana, Sam Wilson'la buluşmak için... parka gittiğinde onu takip ettiniz. Open Subtitles عندما مشى برينا في الحديقة لتلبية سام ويلسون، الذي تتبعه لها.
    Yani, biriyle buluşmak için mi gelmişti? Open Subtitles أعني هل كانت هنا لتقابل أي أحد؟
    Bryan ve ben arkadaşlarla buluşmak için dışarı çıkıyorduk. Open Subtitles انا و براين كنا في طريقنا لملاقاة بعض الاصدقاء
    Dr. Jose Goldemberg'la buluşmak için Brezilya'ya gittik. TED حسنا ، ذهبنا إلى البرازيل لنقابل د.جوس جولدمبرج.
    Bir müşteriyle konuştum ve onunla buluşmak için hazırlanmalıyım. Open Subtitles لقد تحدثت مع احد العملاء... ويجب ان اجهز لكي اقابله.
    Birkaç hafta sonra ise farklı düşünen biriyle buluşmak için 12 bin Alman kayıt oldu. TED وبعد عدة أسابيع، كان 12000 من الألمان قد سجَّلوا ليلتقي كلٌّ منهم بشخصٍ آخر ذي رأيٍ مُخالفٍ لرأيه.
    Şirinlerimle buluşmak için gidiş-dönüş 650 km. Open Subtitles 200 ميل لكل طريق لاقابل ذلك السنفور.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد