Yeni bir müvekkille buluşmam gerekiyordu dokuz yaşındaki bir çocuğa yanlış teşhis koymuş ve neredeyse onu öldüren bir pediyatrist. | Open Subtitles | ليس هنالك محاكمات كان من المفترض أن ألتقي بموكّل جديد طبيب أطفال أخطأ في تشخيص طفل في التاسعة من عمره |
Arkadaşlarımla buluşmam gerekiyordu, ama kayboldum. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقابل بعض الأصدقاء، لكني تهت. |
Onunla lemur bölümündeki otoparkta buluşmam gerekiyordu. 10 dakika önce falan. | Open Subtitles | من المفترض أن أقابلها في قسم القردة في مواقف السيارات منذعشردقائقمضت ،لذا ... |
Bir önceki gece çatı katında Gemma ile buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | حسناً، في الليلة التي تسبق تلك، كان يُفترض أن أقابل (جيما) هناك. |
- John Harris. Burada Atama Güvenlik'ten biriyle buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | يفترض أن أقابل شخصا ما هنا من اتاما الأمنية |
45 dakika önce, ateşelerinizden biriyle buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض أن ألتقي بأحد ملحقيكم قبل 45دقيقة |
Evet, birisiyle buluşmam gerekiyordu ama o... | Open Subtitles | كان يفترض بي أن أقابل شخصا .... لكن ، إنهم |
Arkadaşımla Şu lokantada buluşmam gerekiyordu 4. ve 7. sokağın oradaki. | Open Subtitles | أنا من المفترض أن أجتمع مع صديقتي لتناول العشاء على الرابع والسابع |
Biriyle öğle yemeğinde buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | توجب علي مقابلة شخص على الغداء |
Bu akşam bir şeyler içmek için kendisiyle barda buluşmam gerekiyordu ancak işim çıktı. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقابله للشراب هذا المساء |
Seninle evinde buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن ألتقي بك في منزلك |
Bir bakamaz mıyım? Orada biriyle buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | هل أستطيع فقط أن ألق نظرة من المفترض أن أقابل شخصا ما |
AR denen adamla buluşmam gerekiyordu orda, ama sonra Nick Carr'la imzaladım. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقابل رجلاً من فرقة استعراضية عسكرية هناك، لكنني وقعت |
Evet, onunla orada buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أجل، من المفترض أن أقابلها هناك. |
Nişan fotoğrafları için Brad'le bir saat önce buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | يُفترض أن أقابل (براد) لإلتقاط صور الخطوبة منذ ساعة. |
Buradan çıkmam lazım. Bir saat önce Emily'yle buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | "يجب أن أرحل من هنا، كان يفترض أن أقابل (إيميلي) منذ ساعة" |
Kahretsin, Mark'la buluşmam gerekiyordu unuttum. | Open Subtitles | (تباً ، نسيت يفترض أن أقابل (مارك |
Lester'ı bekliyordum. Onunla orada buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | . (كنت باتظار (ليستر . كان يفترض أن ألتقي به |
Bir arkadaşımla orada buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض بي أن أقابل صديقاً هناك؟ |
Öğretmenler odasında danışmanımla kahve içmek için buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا من المفترض أن أجتمع مع موظف القبول للقهوة بوقت لاحق في غرفة مشتركة لكن حتى ذلك الوقت |
Abimin şeyiyle buluşmam gerekiyordu... | Open Subtitles | --كان علي مقابلة أخي |
Vardiyası bittikten sonra onunla buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقابله بعد مناوبته... تقريبا على بعد حي من هناك. |