Karısı da, yetkililerle iletişime geçmeden önce iki gündür kayıpmış ve bulunamamış. | Open Subtitles | لقد كانت مفقودة منذ يومين أيضا قبل أن يتصل بالسلطات و لم يتم العثور عليها أبدا |
Yanlış hatırlamıyorsam silah bulunamamış. | Open Subtitles | لكن إذا ما أتذكر جيداً فهم لم يعثروا على المسدس |
Tek el ateş edilmiş, kovan bulunamamış. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد أطلقت طلقةٌ واحدة لم يتم إيجاد الغلاف |
Cesedi bulunamamış, ama yatağı kan doluymuş. | Open Subtitles | لم يجدوا جثتها أبداً, لكنهم واجدوا الكثير من الدماء على فراشها |
Ama yedi karatlık elmaslar bulunamamış. | Open Subtitles | أمسك به لكن الماسات السبع ذوات الخمس قراريط التي سرقت لم يعثر عليها |
Ayrıca evi ve arabası arandığında da hiç nakit para bulunamamış. | Open Subtitles | ولم يتم العثور على كاش عندما تم تفتيش منزله وسيارته.. إذن |
Soygundan 10 saat sonra yakalanmışlar, ama mücevherler hiç bulunamamış. | Open Subtitles | قبض عليهما بعد 10 ساعات, لكن لم يُعثر على الماسات أبدا |
Aynen öyle. Ona çarpan araba bile bulunamamış. | Open Subtitles | بل "صدم وهرب"، فالسيارة التي قتلته لم يُعثر عليها أبداً. |
Gemi ve içindekiler bugüne kadar bulunamamış. | Open Subtitles | بكل طاقمها و محتواها و لم يتم العثور عليها حتى يومنا هذا |
Hiç bulunamamış. | Open Subtitles | لم يتم العثور عليها أبدا |
Hiç bulunamamış. | Open Subtitles | لم يتم العثور عليها أبدا |
Ortalıktan kaybolmuş ve hiç bulunamamış. | Open Subtitles | لقد اختفى ولم يعثروا عليه أبداً. |
- Mallar bulunamamış. - Bu kez durum farklı. | Open Subtitles | لم يعثروا على البضاعة المسروقة - هذه المرة، لم يعثروا على الخزانة - |
Karaborsada sattığın şu C-4'ler için seni askeri mahkemeye çıkaracak yeteri kadar delil bulunamamış. | Open Subtitles | لم يعثروا على دليل قاطع لمحاكمتك ببيع متفجرات (سي 4) في سوق السوداء |
Şu diğer yedi muhtemel kurbanın cesetleri bulunamamış mıydı? | Open Subtitles | السبعة ضحايا الآخرين ـ ألم يتم إيجاد أى جثة منهم ؟ |
Ama işin garip tarafı şurası, bedeni hiç bulunamamış. | Open Subtitles | لكن إليكم الأمر الغريب... لمْ يتم إيجاد جثته أبداً. |
Kadının cesedi bulunamamış. | Open Subtitles | لم يتم إيجاد جسد المرأة |
Şu nokta dikkatimi çekti. Hiçbir patlayıcı kalıntısı bulunamamış. | Open Subtitles | ما لفت انتباهي هو الجزء الأخير، لم يجدوا أي بقايا متفجرات بمسرح الانفجار. |
Görünüşe göre 3D Manevra Sistemi'ni izinsiz kullanan asker bulunamamış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنّهم لم يجدوا أيّ جنود قد استخدموا عُدّة المناورة الخاصة بهم من دون إذن |
Uzun bir sorgulamanın ardından, Kelly'e cinsel saldırı yaptığını itiraf etmiş, fakat onu öldürdüğünü inkar etmiş çünkü Kelly'nin cesedi hiç bulunamamış. | Open Subtitles | بعد تحقيق مطول اعترف بالاعتداء عليها جنسيا لكنه انكر قتلها,لأن جثتها لم يعثر عليها |
Mekanı defalarca basılmasına rağmen hiç içki bulunamamış. Neden biliyor musun? | Open Subtitles | لأنه تم مُداهمة مكانه عِدّة مرات، لكن لم يعثر أحد على الخمور، أتعلم لماذا؟ |
Araba köprüden aşağıya yuvarlanmış, anne ve baba ölmüş ama çocuk bulunamamış. | Open Subtitles | السيارة تسقط من فوق الجسر، كلا الوالدين غرق ولم يتم العثور على الطفل. |
Hiç birinin cesedi bulunamamış | Open Subtitles | ولم يتم العثور على الجثث الأخرى أيضا |
Boynu vurulmuş. Ve kafası bulunamamış. | Open Subtitles | لقد ضرب عنقه ولم يُعثر على الرأس |
Melanie Cross kaybolmuş ve bir daha da bulunamamış. | Open Subtitles | ميلاني كروس) فُقدت) ولم يُعثر عليها قط |