Tamam, uçağın şu an bulunduğu yere en yakın tam karşında uzun bir mahalle yolu var. | Open Subtitles | ...حسناً, أقرب ممر لموقع الطائرة الحالى هناك طريق سكنى ممتد أمامك مباشرةً |
Reid ve Prentiss, cesedin bulunduğu yere gidin. | Open Subtitles | ،(ريد) و(برينتس) اذهبا لموقع الإلقاء الأخير |
Jack'in bulunduğu yere destek göndereceğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلت بأنك سترسل الدعم لموقع (جاك) |
Cesedi, öldürüldükten sonra bulunduğu yere getirilmiş. | Open Subtitles | جثتة تم جرها إلى لالمكان التي وجدت فيه بعد قتله |
Krista'nın cesedinin bulunduğu yere gitti. Bir şeyleri gözden kaçırdığımızı düşünüyordu. | Open Subtitles | عاد إلى مكان عثورنا على جثة (كريستا)، لربّما يجد شيئاً فاتنا. |
Konferans alanından bulunduğu yere gitmek için kaçış yolları kullanmadı, hareketlerini gizlemek için hiçbir teşebbüste bulunmadı. | Open Subtitles | ذهب من موقع الاجتماع إلى موقعه الحالي مباشرة.. ولم يحاول المناورة ولم يحاول على الإطلاق.. إخفاء تحركاته |
Tamam, "Raza"nın bulunduğu yere kilitlendim. | Open Subtitles | لقد تلقيت أشارة .لموقع (الرازا) |
Jalapa'daki ajansların kara listelerinin bulunduğu yere sevk edilecek. | Open Subtitles | ستُسلّم لموقع سري للوكالة في (هالابا) |
Buradan bulunduğu yere kadar taşımasının imkanı yok. | Open Subtitles | من غير الممكن أنهم حملوها الى المكان الذي وجدت فيه |
- Cesedin bulunduğu yere atlayamaz. | Open Subtitles | ليس للمكان الذي وجدت فيه الجثة |
Krista'nın cesedinin bulunduğu yere gitti. Bir şeyleri gözden kaçırdığımızı düşünüyordu. | Open Subtitles | عاد إلى مكان عثورنا على جثة (كريستا)، لربّما يجد شيئاً فاتنا. |
- O zaman bulunduğu yere ışınlanayım. | Open Subtitles | -إذًا، سأنتقل بالأشعة إلى موقعه . |