Bazıları öldürüldüğünü söylüyor ama cesedi hiç bulunmamış. | Open Subtitles | البعص يقول بأنه قتل بالرغم من أنهم لم يجدوا جسده |
Ama otopsi yaptıklarında HIV virüsü bulunmamış. | Open Subtitles | لكن عندما شرحوا الجثة , لم يجدوا هناك أي أثر للفيروس. |
Dövme mürekkebi, apartman dairesinde bulunmamış ve Scott' la Derek kimseye bir şey söylemiyor, yani... | Open Subtitles | لم يجدوا حبر الوشم في الشقة "سكوت" و "ديريك" لم يقولا شئ لأي أحد، لذا |
Beni heyecanlandıran şey şu; bu yıldız bilgisayarlar tarafından hiç bulunmamış olabilirdi çünkü biz bu tarz bir şey aramıyorduk. | TED | ما هو مدهش بالنسبه إليّ هو أن هذا النجم لم يتم العثور عليه من قبل الحواسيب لأننا لم نكن نبحثُ عن شيء من هذا القبيل. |
- Yalan söylemedim ki. Mağarada yüzük bulduğunuzu iddia ettiniz fakat hiçbir yüzük bulunmamış. | Open Subtitles | أنت تدعين إستكشاف خاتم في الكهف ولكن لم يتم العثور علي الخاتم |
- Orada hiç köpek bulunmamış. | Open Subtitles | لم يجدوا أي كلباً مسعورً هُناكَ بتاتاً |
Olay yerinde kol saati de bulunmamış. | Open Subtitles | لم يتم العثور على ساعة يد بمسرح الجريمة أيضا |
Hatta Challenger'ın sahibi Bay Cervantes bulunmamış başka bir kurban olabilir. | Open Subtitles | في الحقيقة، السيد سيرفانتس، مالك سيارة الـ تشالنجر، قد يكون ضحية اخرى لم يتم العثور عليها. |