İnsanlar neden bunalıma girince içki içer bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف لمَ يشرب الناس الكحوليات عندما يصابهم الإكتئاب |
Fen öğretmenimizin dediğine göre çikolatanın içinde bunalıma çare olduğu kanıtlanmış maddeler varmış. İyi bari. | Open Subtitles | قال لي مُدرّس العلوم أنّ الشوكولاته تحتوي على مواد كيميائيّة ثبت أنّها تخفّف حِدّة الإكتئاب. |
Ya da kendini daha fazla duygusal bunalıma sokmamak için uzaklaştırıyordur. | Open Subtitles | أو أنّه يحمي نفسه بعدم أخذ المزيد من المُجازفات العاطفيّة. |
Alaska'da bunalıma girmemek için ışıklı şapka takıyorlar. | Open Subtitles | في ألاسكا يرتدون القبعات الضوئية تلك كيلا يشعرون بالاكتئاب |
Bu güzelse, bunalıma girdiğinde neler olur kim bilir? | Open Subtitles | اذا كان هذا بهيجا ماذا سيحدث عندما يصيبه اكتئاب عميق |
Evet, her zaman büyük bir giriş yapıp, sonradan bunalıma girer. | Open Subtitles | نعم ، كان يحب القيام بحركة مفاجأة كبيرة ومن ثم ينتهي به الحال مكتئباً |
Hiçbirşey tahmin edemiyorum... fakat, bu kadar bunalıma rağmen ikisi de ayaktalar-- | Open Subtitles | ...لستُ أتنبأ بأىّ شىء لكن مُجرد بقاءه --لهذه الفترة الحاسمة |
Dolayısıyla coşkudan bunalıma geçersiniz, derinlik yoktur. | TED | لذا فأنتم تذهبون من الفرحة إلى الإكتئاب , لا يوجد عمق فى المشاعر . |
bunalıma girmiyor. | TED | ولا يصيبها الإكتئاب. |
- Asıl tehlikeli olan bunalıma girmek. | Open Subtitles | الإكتئاب خطِر |
Ya da kendini daha.. ...fazla duygusal bunalıma sokmamak için uzaklaştırıyordur. | Open Subtitles | أو أنّه يحمي نفسه بعدم أخذ المزيد من المُجازفات العاطفيّة. |
Yalnız kalıyor, bunalıma giriyor, âlem yapıyorum. | Open Subtitles | انا عشت وحيداً اصبت بالاكتئاب فأفرطت في الاكل |
- O kolyeyi bana çıkarttırdığında Lexi'de bunalıma girmemi istemedin. | Open Subtitles | عدما طلبت مني ازالة تلك القلادة انت لم تريدني ان اضيع بالاكتئاب حول ليكسي.. |
İntihar, yetkililerin düşündüğü şey bulunduğum sohbetlerde. Yaşlılar tatillerde bunalıma girerler. | Open Subtitles | المحادثة التي أجريتها أشعرت الأصدقاء القدامى بالاكتئاب في الأعياد |
Bak, eğer tam bir bunalıma girerse kimse güvende olmaz. | Open Subtitles | انظر، إذا دخلت في اكتئاب كامل لا أحد في مأمن، أنت ستشاهد ذلك |
Derin bir bunalıma girdim. | Open Subtitles | غرقت في اكتئاب شديد |
Şimdi geçmişi düşününce, galiba annem öldükten sonra babam bunalıma girdi. | Open Subtitles | أتذكر أنه بعد وفاة أمي، أن أبي كان مكتئباً. |
Julie yüzünden bunalıma girme. Öyle mi? | Open Subtitles | -يا رجل, لا تكن مكتئباً بشأن (جولي). |
- bunalıma girmedim. | Open Subtitles | لست مكتئباً |
Hiçbirşey tahmin edemiyorum... fakat, bu kadar bunalıma rağmen ikisi de ayaktalar-- | Open Subtitles | ...لستُ أتنبأ بأىّ شىء لكن مُجرد بقاءه --لهذه الفترة الحاسمة |