bunalımda çünkü acınası ve tüyler ürpertici ve kızları elde edemiyor. | Open Subtitles | ما خطبه؟ إنه مكتئب لإنه مثير للشفقة و مروّع |
Niye herkes, benimle iki dakika konuştuktan sonra beni bunalımda sanıyor? | Open Subtitles | لم يعتقد الجميع أني مكتئب و هو لم يتعرف علي إلا توًّا ؟ |
Bence o, gerçekten de bunalımda olan biri. Hiç dışarı çıkmaz, arkadaşı yoktur. | Open Subtitles | أعتقد أنّها شخص مكتئب للغاية فهي لا تخرج أبداً ولا أصدقاء لها |
Kendini ağaca asacak kadar bunalımda olduğunu düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعتقدين بأن هذا الصبي كان مكتئباً بما فيه الكفاية حتى يشنق نفسه من على شجرة؟ |
Öyleyse kardeşinin birini öldürecek kadar bunalımda ya da hasta olup olmadığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | ما أرغب بمعرفته هو إن كان شقيقكَ مكتئباً أو مختلاً كفاية لقتل أحدهم ؟ |
Perişan bir hayatları ve sürekli bunalımda bir anneleri olsun istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن تكون حياتي بئيسة وأكون أُما مكتئبة طوال الوقت |
En azından teknik olarak değilim, sakın bunalımda diye yazmayın oraya. | Open Subtitles | أنا لست طبيا الاكتئاب، حتى لا يكتب أنا الاكتئاب. |
Daha önce de kendini bunalımda hissettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أشرتي بأنكِ تعانين من الإكتئاب من قبل |
Yani bunalımda olan, intihara teşebbüs edecek biri bunu söyleyebilir. | Open Subtitles | اتعلمِ، اي شخص مكتئب قد يقول مثل هذا الكلام وخصوصا الذى يقدم على الانتحار |
Eşin biraz bunalımda olduğunu söyledi? | Open Subtitles | ولكن زوجتك أخبرتني أنك مكتئب قليلاً |
bunalımda mısın, hafızanı mı kaybettin, Michael? | Open Subtitles | هل أنت مكتئب أم تعاني من فقدان الذاكرة؟ |
Belki de çok iyi arkadaş olmamızdan kaynaklanıyor, ama Turk'un bunalımda olduğu hissine kapıldım. | Open Subtitles | ربما نكون أفضل أصدقاء ولكن لدي شعور بأنّ (ترك) مكتئب |
Adam bunalımda, karısını kaybetmiş. | Open Subtitles | الرجل مكتئب لقد فقد زوجتة |
Herkes bunalımda gözüküyor. | Open Subtitles | الكلّ مكتئب للغاية |
- Sen de benim kadar bunalımda mısın? | Open Subtitles | - هل أنت مكتئب مثلي؟ |
- Justin bunalımda. | Open Subtitles | -جستن) مكتئب , لقد سمعتيه) |
Rutin bir kontrol sırasında hastanın bunalımda olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | ،أثناء المتابعة الدوريّة أدركتُ أنّ المريض كان مكتئباً |
Ama kocamın ne kadar bunalımda olduğunu farkedemedim. | Open Subtitles | ولكنني لم أستوعب كم أصبح مكتئباً |
bunalımda olabilir ya da sıkılmış olabilir. | Open Subtitles | ربما كانت مكتئبة ربما كانت تشعر بالملل |
- Etkileyiciydi. Düşündüğümden daha fazla bunalımda olmalısın. | Open Subtitles | لا بد انك كنت مكتئبة اكثر مما ظننت |
O çocuk öldürüldüğünde suçlu ve bunalımda hissederiz. | Open Subtitles | "عندما يُقتل الطفل،" نشعر بالذنب، الاكتئاب |
Daha önce de kendini bunalımda hissettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أشرتي بأنكِ تعانين من الإكتئاب من قبل |