Ve aslında Bunu bazen bizim hiç anlamadığımız yöntemlerle kavrıyor. | TED | وفي الحقيقة، تقوم بعمل ذلك أحياناً بأساليب نعجز نحن حتى عن فهمها. |
Fakat şirketler anlaşılır bir şekilde kendi ticari çıkarlarını artırmak için hareket eder, ve Bunu bazen ortak faydanın altını oymak, bazen de desteklemek için yaparlar. | TED | لكن من المفهوم أن الشركات تعمل لتعزيز مصالحها التجارية، وهم يفعلون ذلك أحياناً إما لتقويض أو تعزيز الصالح العام. |
Evet, Bunu bazen yapar. Onuncu kata kadar çıkar. Bunun için kimse şikayette bile bulunmadı. | Open Subtitles | نعم ، إنه يفعل ذلك أحياناً ، إنه يصعد للعاشر ، حتى و لو لم يطلبه أحد |
Bunu bazen yapıyorum, ama yapmayacağım. | Open Subtitles | أعرف أني أفعل ذلك أحياناً لكني لن أفعل |
Bunu bazen yapıyorum, ama yapmayacağım. | Open Subtitles | أعرف أني أفعل ذلك أحياناً لكني لن أفعل |
Bunu bazen yapar. | Open Subtitles | يحصل ذلك أحياناً |
Bunu bazen yapardık. | Open Subtitles | كنا نفعل ذلك أحياناً |