Fakat bu reddetmenin veya atağın tehlikesini öğrendiğimde, bunu değiştirmenin zamanı diye düşündüm. | TED | لكن، عندما تعلمتُ عن مخاطر الرفض أو الهجوم، فكرتُ، حان الوقت لتغيير ذلك. |
Ve bunu değiştirmenin tek yolu kendi işimizi yapıp kendi fikirlerimizle gelmeye başlamak. | Open Subtitles | والطريقة الوحيدة لتغيير ذلك اذا بدأنا بالقيام بأعمالنا الخاصة ونبدأ نقترح افكارنا الخاصة |
bunu değiştirmenin tek yolu oyunda yer almak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتغيير ذلك ؛ هي إمتلاكُكَ الخدع في اللعبة |
- bunu değiştirmenin tam zamanı. | Open Subtitles | هذا هو الوقت المناسب لتغيير ذلك الآن. |
Bence bunu değiştirmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنّ الوقت قد حان لتغيير ذلك. |
Belki de bunu değiştirmenin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما آن الوقت لتغيير ذلك |
Belki bunu değiştirmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | ربما جاء الوقت لتغيير ذلك |