- Bunu görebiliyorum - küçük resimler ve garip yazı. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى ذلك ، صور صغيرة وبعض الكتابة الغريبة |
Bunu görebiliyorum. Arabanı büyük bir azim ile tekmeleyip düzelttiğini görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى ذلك ، أسطيع أن أراك تمكنين سيارتك من رفس كامل بغرض إخضاعها |
Ve bu yüzük sadece başlangıç, adamım. Bunu görebiliyorum artık. | Open Subtitles | وذاك الخاتم مجرد البداية فقط يمكنني رؤية ذلك الآن |
Onu gerçekten seviyorsun, Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أنت حقًا تحبها، يمكنني رؤية ذلك في عينيك |
Önemli bir şey değil. - Biz halledebiliriz. - Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | ـ لم يحدث شيء، يمكننا تدبر الأمر ـ أرى هذا |
- Bunu görebiliyorum fakat sizler kimsiniz? | Open Subtitles | أستطيع رؤية ذلك ، لكن من أنتم بحق الجحيم ؟ |
- Şakalarla kaybedecek vaktim yok. - Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | لأنه ليس لدي وقت للنكات أستطيع أن أرى ذلك |
- Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | شعرت فقط بخوف من أي وقت مضى. حسنا، أستطيع أن أرى ذلك. |
- Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | لا , لكن معظمه أستطيع أن أرى ذلك |
Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | عيناك أخبرتني أستطيع أن أرى ذلك |
- Sheldon, sanırım bir hata yaptım. - Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | شيلدن , أظن أني ارتكبت خطأ - يمكنني رؤية ذلك - |
Çoktan bana âşık oldu. Gözlerinde Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | بالفعل أغرم بي يمكنني رؤية ذلك بعينه |
Kızgınsın biliyorum. Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أرى انك غاضبة, يمكنني رؤية ذلك |
Yaptım madam. - Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | لقد نجح الأمر يا سيدتي يمكنني أن أرى هذا - |
Evet, Bunu görebiliyorum ama ne yapıyorsun? | Open Subtitles | يمكنني أن أرى هذا لكن ماذا تفعل ؟ |
Bunu görebiliyorum... Bir bardak may-tay, | Open Subtitles | أستطيع أن أرى هذا الزوج من الماي تاي |
Bunu görebiliyorum. Bira içme musunuz? | Open Subtitles | أستطيع رؤية ذلك هل كنت تشرب الجعة ؟ |
Baban Helen'i gerçekten seviyor. Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | ان والدك يجب هيلين بحق استطيع ان ارى هذا |
Siz iyi insanlarsınız Bunu görebiliyorum ama bana yardım edemezsiniz. | Open Subtitles | أنتما شخصان طيبان، بوسعي رؤية هذا. ولكن لا يسعكما مساعدتي. |
Bunu görebiliyorum. Pekala. Pekala. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى ذلك حسناً، حسناً، إهدأ |
Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | حسناً, انا ارى ذلك. |
Bunu görebiliyorum Mary, gün gibi açık. | Open Subtitles | أنا أري هذا كما أري ضوء النهار |
Bunu görebiliyorum, ama aldığımız parçaya göre sıraya girmiyoruz. | Open Subtitles | يمكنني رؤية هذا لكن هذا ليس بناءً على كمية المشتريات |
Evet! Biliyorum, Bunu görebiliyorum ve o çok sevimli görünüyor. | Open Subtitles | نعم أعرف، يمكن أن أرى ذلك وتبدو أنها أحبته |
Yüzünüzde Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | يُمكنني أن أرى ذلك على وجهك |
- Koruyucu'nun tahliye edilmesi emrini verdim. - Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | "لقد أمرت بأخلاء الـ "ديفيندر - يمكننى رؤية هذا - |
Bunu görebiliyorum Rick. Nereye götürüyorsun? | Open Subtitles | يمكننى رؤيه هذا يا "ريك" الى اين تأخذ الشاحنه ؟ |
Dedim ki, masayı yaktın. Bunu görebiliyorum. Alo? | Open Subtitles | قلت, أنك أحرقت المكتب و قد ظهرت عندى |