Onu ben büyütmek istiyorum ve önceden de Bunun mümkün olduğunu düşünmüyordum, | Open Subtitles | أنا أرغب في تربيته و لم أظن أن ذلك ممكن من قبل |
Bu alanda geçirdiğim yıllardan sonra, Bunun mümkün olduğunu görebiliyorum. | TED | الآن، وبعد قضائي سنيناً في هذا المجال، أرى أن ذلك ممكن الحدوث. |
Çinliler, çay yapraklarının şekline bakarak, Bunun mümkün olduğuna inanır. | Open Subtitles | الصينيون يعتقدون أن ذلك ممكن بالنظر لأوراق الشاي |
Hayır, Bunun mümkün olacağını sanmıyorum. Hiç mümkün değil. | Open Subtitles | كلا، لا أظن أن هذا ممكناً لا أظن أنه ممكن على الإطلاق |
Bunun mümkün olup olmadığından emin değilim. Haydi bakalım. İndir şunları. | Open Subtitles | لا أعلم حتى إذا كان ذلك ممكنا ها نحن أولاء , أنزله إلى الأسفل |
Bunun mümkün olduğunu sanmıyordum. Ama ağzın giderek şapkandan bile büyük oluyor. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد ان هذا ممكن, و لكن فمك أكبر من قُبعتك. |
Bunun mümkün olup olmayacağını bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نعلم اذا كان هذا ممكنا. |
Ayrıca, Bunun mümkün olduğunu bile zannetmiyorum. Wraith Dartının arayüzünü kırmak günlerimi aldı ve bu gemi çok daha büyük. | Open Subtitles | لا أعتقد أن ذلك ممكن لقد أخذت أيام لفك وصلة السهام |
Ayrıca, Bunun mümkün olduğunu bile zannetmiyorum. Wraith Dartının arayüzünü kırmak günlerimi aldı ve bu gemi çok daha büyük. | Open Subtitles | لا أعتقد أن ذلك ممكن لقد أخذت أيام لفك وصلة السهام |
Bunun mümkün olduğunu düşünmüyorsan ilişkilerin mümkün olduğunu düşünmüyorsundur. | Open Subtitles | ان كنت لا تظن ان ذلك ممكن فأنت لا تظن ان العلاقات ممكنة |
Bunun mümkün olduğunu düşünmezsek o zaman burada işimiz ne? | Open Subtitles | مالذي نقوم به هنا إذا كنا لانعتقد بأن ذلك ممكن تفسيره؟ |
Çünkü Bunun mümkün olabileceğini düşünseydim seni asla arkamda bırakmazdım. | Open Subtitles | لأنّه إذا ظننت أنّ ذلك ممكن... لما كنت تركتك ورائي. |
- Hatta daha da altına inmelisin. - Bunun mümkün olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | يجب عليكِ أن تنزلي تحت مستواه - لست متأكدة أن ذلك ممكن - |
Bunun mümkün olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | {\FF00FF\3c990066}نعم، أنا لا أعتقد أن ذلك ممكن |
Bunun mümkün olduğunu biliyorum. | TED | أنا متأكد بأن ذلك ممكن. |
Ama bir yolunu bulduğumu bilmek, Bunun mümkün olduğuna inanmak, bana umut veriyor. | Open Subtitles | , لكن بمجرد معرفة أنني سأعرف ذلك , مجرد الايمان أن هذا ممكناً يعطيني هذا الأمل |
Bunun mümkün olup olmadığını bilmiyoruz. Nasıl yapabileceğimize dair en ufak bir fikrimiz yok. | Open Subtitles | لا نعرف إذا كان هذا ممكناً أم لا فليس لدينا فكرة عن كيفية عمل هذا |
Beyler, sizden bugün bana Bunun mümkün olup olmadığını söylemenizi istiyorum. | Open Subtitles | أيها السادة, أريدكم أن تخبروني اليوم إن كان هذا ممكناً. |
Bunun mümkün olduğunu bile sanmıyorum. | Open Subtitles | لست متأكدة حتى إذا ما ذلك ممكنا. |
Tek yönlü operatör hattın bile, Bunun mümkün olacağını bile düşünmemiştim. | Open Subtitles | حتى العامل على الخط الواحد لا أعتقد حتى بأن هذا ممكن |
Evet, Bunun mümkün olabileceğini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد ان هذا ممكنا |
Sen kendinle ilgili dürüst davrandığında Bunun mümkün olmayacağını biliyorsun. | Open Subtitles | واذا كنت صريح مع نفسك ستعلم بان ذلك مستحيل |
Bunun mümkün olabilmesi için 800 kilometre güneye inmek gerekir. | Open Subtitles | ستحتاجإليالسفر500 ميل جنوباًمنهنا، قبل أن يكون ذلك ممكناً. |
GG: Bunun mümkün olduğunu projenin başında bana söylemiş olsaydın imkanı yok derdim. Bunu yapabileceğimizi gerçekten düşünmemiştim. | TED | غ غ: لو أنّك أخبرتني أنّ هذا ممكن في بداية المشروع، لأجبتك بأنّ هذا مستحيل. |
Bu planla ilgili tek sorun ise Bunun mümkün olmadığı. | TED | المشكلة الوحيد في هذه الخطة هو أنها غير ممكنة. |