Biz burada konuşurken, bir kadının gözlerinin benim şüpheli, engin noktalamamın ve mantıklı, açık cümlelerimin üzerinde gezindiğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم أنه بينما نتحدث عيون المرأة تراقب ترقيمي العميق الغير ثابت و جملي المنطقية الغير ملحوظة ؟ |
Biz burada konuşurken, CTU da maddeyi ele geçirmek için gizli bir operasyon yapıyor. | Open Subtitles | تدير وحدة مكافحة الإرهاب عمليةٍ سرية لاسترجاعهم بينما نتحدث |
Bu yüzden biz burada konuşurken Blair House'un önünde, BNC'nin canlı yayın aracı bekliyor. | Open Subtitles | ولهذا السبب هناك سيارة للنقل المباشر متوقفة أمام بلير هاوس بينما نتحدث. |
Biz burada konuşurken parlamentoda bu mevzuat tartışılıyor. | Open Subtitles | إن التشريع يمر على البرلمان بينما نتحدث الآن |
Biz burada konuşurken bin tane insan ölüyor, Wayne. | Open Subtitles | -قرأت الملف. نعم ألف شخص يموتوا ونحن نتحدث الآن |
Firavun, biz burada konuşurken şu yerden bitme köleler "çıkış"ıyorlar. | Open Subtitles | أيها الفرعون، أولئك الرقيق يخططون لهجرة جماعية بينما نحن نتحدث |
Biz burada konuşurken SGS'nin muhtemelen yakmakta olduğu belgeleri nasıl ele geçirmemizi öneriyorsun? | Open Subtitles | وكيف يمكن ان تقترح ان نضع ايدينا علي بعض التقارير من وزارة الدفاع التي تحرقهم بينما نتحدث |
Biz burada konuşurken Cheddar'a doğru yola çıktı bile. | Open Subtitles | في طريقه إلى قرية " تشيدار " بينما نتحدث الآن |
Çünkü biz burada konuşurken o da DGİ'nin güvenli yerinde. | Open Subtitles | لإنه ، بينما نتحدث " هو مُتواجد في منزل آمن تابع للـ " آوبا |
Biz burada konuşurken Suriye'de gençler öldürülüyor. Üç ay öncesine kadar sokakta yaralanmış olsaydınız ambulans sizi alıp hastaneye götürürdü. Kırık bir bacakla hastaneye yatar; kafanızda bir kurşunla hastaneden çıkardınız. | TED | كما تعلمون، بينما نتحدث الآن, يوجد في سوريا شباب يُقتلون و منذ ثلاثة أشهر، إن كنت مصاباً في الشارع، ستقلّك سيارة إسعاف، و تنقلك إلى المستشفى، ستدخل إلى هناك بساق مكسورة، و ستخرج مصاباً بطلقة في رأسك. |
Mandrake, sanıyorum biz burada konuşurken Başkanın Pentagon'da Kuvvet Komutanları ile bir karar aldığı hiç aklına gelmedi. | Open Subtitles | ماندريك" , أفترض أنك لم تفكر" انه بينما نتحدث هنا ..... بإستمتاع |
Biz burada konuşurken bile. | Open Subtitles | حتى و بينما نتحدث الآن |
Rebecca biz burada konuşurken adli tabip Richard'ın otopsisini yapıyor. | Open Subtitles | " ريبيكا " " الفاحص الطبي يجري تشريح " ريتشارد فيما نتحدث الآن |
Biz burada konuşurken jüri onu suçlu buluyor. | Open Subtitles | و بينما نحن نتحدث هيئة محلفين تتباحث لتجده مذنب |
Biz burada konuşurken, Jack Driscoll taslağı teslim ediyor olmalı. | Open Subtitles | جاك دريسكول ينهيه بينما نحن نتحدث |
Biz burada konuşurken Isaak'ın ağındaki hassas bilgiler çekiliyor. | Open Subtitles | لديهم فريق يجمع المصادر الهامة عن شبكة " إيزاك " بينما نحن نتحدث |