Bakın, okula geri dönmeye çalışıyorum, araba bulamıyorum ve... Burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | فأنا أحاول العودة إلى المدرسة ولكن تعطّلت حافلتي... وها أنا عالق هنا. |
Sol ayağım lanet olası bir mayının üzerinde. Burada sıkışıp kaldım. - Tamam. | Open Subtitles | أنا عالق مع قدمي اليسار اعلى منجم غودام. |
Yok ve gidip arayamıyorum. Burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | كلا، و لا أستطيع الذهاب للبحث عنها أنا عالق هنا |
Ve tabii ki ben de onun kölesi olarak Burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | لذا , انا طبعا عالقة هنا لاهتم بها وبوجهها كالخادمة |
Balkondan benim Malibu kınamak ve, ve şimdi Burada sıkışıp kaldım ... | Open Subtitles | من شرفة شقتي في مالبو والآن انا عالقة هنا |
O sıçan Athens'ten gelene kadar Burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | حتى يعود ذاك القارض من (أثينا)، أنا عالق هنا |
Estes kıçının korunduğunu hissetsin diye okul kapısında bekleyen bekçiler gibi Burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | أنا عالق هنا. مثل الحارس في المدرسة. حتّى يشعر (إستيس) أن العمل بخير. |
Burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | أنا عالق. |
Burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | أنا عالق. |
Öyle görünüyorki ömrümün sonuna kadar Burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | يبدو أني عالق هنا لبقية حياتي. |
Bak, Burada sıkışıp kaldım ve dışarı çıkamıyorum. | Open Subtitles | انظر، أنا عالقة هنا ولا أستطيع الخروج |
Bense Burada sıkışıp kaldım, yerimde sayıyorum ve... | Open Subtitles | وانا مازلت عالقة هنا , و |
Hayatımın geri kalanı için Burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | أنا عالقة هنا لباقي حياتي |