| Dün gece döndükten sonra sen Burada uzun süre kaldın mı? | Open Subtitles | وهل بقيت انت هنا لفترة طويلة ؟ اعنى حتى عادت من سهرتها ليلة امس ؟ |
| Burada uzun süre kalamam,sen de öyle. | Open Subtitles | لا يمكنني البقاء هنا لفترة طويلة ولا حتى أنتِ |
| Ayrıca, Burada uzun süre kalmaya param da yetmez. | Open Subtitles | بالاضافة إلى انه لا يمكنني تحمل كلفة وجودي هنا لوقت طويل |
| Bir öğretmen olarak, bir dergi gibi ince ve uzun olmak ve Burada uzun süre kalmak istiyorum. | Open Subtitles | حتى أتحمل إقامتي هنا لوقت طويل |
| Güvenliğim için bana olan yardımını takdir ediyorum ama Burada uzun süre kilitli kaldım. | Open Subtitles | أقدر إهتمامك بسلامتي ولكنني حبست هنا لمدة طويلة |
| Burada uzun süre kalmayacaksın, seni dışarı çıkartıyorum. | Open Subtitles | حسناً, لن تبقين هنا طويلاً أنا سأقوم بتهريبك |
| Şu şeyi uçur, yoksa Burada uzun süre kalacağız. | Open Subtitles | أقلع بهذا الشيء في الهواء لن نبقى هنا طويلا |
| Burada uzun süre kalacağımı sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بانني سأبقى هنا كثيراً |
| Ama İş Bitirici'nin şöhretini göz önüne alırsak onu bulamadığımız taktirde, hiçbirimiz Burada uzun süre kalamayabiliriz. | Open Subtitles | نعم، لكن، المثبّتة هنا ونظراً لسمعتها، إذا لم نجدها، لن يظل أحدٌ منا هنا لفترة طويلة. |
| Her neyse, Burada uzun süre kalacak değilim. | Open Subtitles | على كل حال .. لن أبقى هنا لفترة طويلة |
| Merak etme, Burada uzun süre kalmayacaksın. | Open Subtitles | لا تقلق ، لن تبقى هنا لفترة طويلة |
| Burada uzun süre kalmıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا البقاء هنا لفترة طويلة. |
| Burada uzun süre kalmayacağım. | Open Subtitles | لن أكون هنا لفترة طويلة. |
| Bir öğretmen olarak, bir dergi gibi ince ve uzun olmak ve Burada uzun süre kalmak istiyorum. | Open Subtitles | حتى أتحمل إقامتي هنا لوقت طويل |
| Dinle, Burada uzun süre kalacağımı sanmıyorum. | Open Subtitles | لا يجب ان نبقى هنا لوقت طويل |
| Burada uzun süre kalmayacağım. Hayır. | Open Subtitles | -لن أكون هنا لوقت طويل |
| Bir insan Burada uzun süre kalsa da ayni yemegi iki kere yemez. | Open Subtitles | بوسع الضيف أن يبقى هنا لمدة طويلة. ولا يأكل نفس الأكلة مرتين. |
| Bir insan Burada uzun süre kalsa da aynı yemeği iki kere yemez. | Open Subtitles | يمكن للفرد المكوث هنا لمدة طويلة ولا يأكل نفس الوجبة مرتين. |
| Burada uzun süre kalmayacağız. | Open Subtitles | سنبقى هنا لمدة طويلة لماذا ؟ |
| Her neyse, Burada uzun süre kalmayacağım. | Open Subtitles | على اية حال . انا لن ابقى هنا طويلاً انا سوف اغادر قريباً جداً |
| Burada uzun süre kalamayacağımı biliyordum. | Open Subtitles | حسناً، أعلم أنني لن أمكث هنا طويلاً |
| Burada uzun süre kalmayacağım, bir yanlışlık var. | Open Subtitles | لكني لن أمكث هنا طويلا لقد ارتكبوا خطأ بحقي |
| Burada uzun süre kaldı. Paraya ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | كانت تأتي هنا كثيراً كانت بحاجة للمال |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 