| - Kulağa hoş geliyor. burada yaşamaktan hoşlanıyor muyum emin değilim artık. | Open Subtitles | أنا لا أعرف إن كنت أحبّ العيش هنا بعد الآن |
| Ben senin burada yaşamaktan hoşlanacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | انا اسف ولكن ظننت انه تفضلين العيش هنا |
| Üzgünüm. Ben senin burada yaşamaktan hoşlanacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | انا اسف ولكن ظننت انه تفضلين العيش هنا |
| burada yaşamaktan daha kötü olamaz. | Open Subtitles | يمكن أن يكون هناك أسوأ . من الحياة هنا |
| Madem ki, bu insanlar burada yaşamaktan mutlu, onlara hayırlı olsun, ama, ben daha fazla karışmak istemiyorum. | Open Subtitles | هؤلاء الناس سعداء الذين يعيشون هنا. جيد بالنسبة لهم، ولكن أنا لا ترغب في الحصول على أي أكثر انخراطا. |
| burada yaşamaktan büyük zevk alacağız. | Open Subtitles | سوف نستمتع بالعيش هنا |
| burada yaşamaktan memnun musun? Bütün bu ölmüş insanlarla yaşamaktan memnun musun? | Open Subtitles | هل تحب العيش هنا مع هؤلاء الموتى؟ |
| Komşular, burada yaşamaktan memnun musunuz? | Open Subtitles | هل أنتم الجيران ؟ هل تحبون العيش هنا ؟ |
| Çünkü annem, burada yaşamaktan hoşnuttu. | Open Subtitles | لأن أمي أحبت العيش هنا |
| Laguerta'nın cazuela de camarones'ini Masuka'nın çikolata şelalesi kekini yedik ve Astor burada yaşamaktan nefret ettiğini söyledi. | Open Subtitles | وكعكة (ماسوكا) بالشوكولاتة، وأخبرتني (أستور) بمقتها العيش هنا |
| burada yaşamaktan nefret eden birini hiç gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رأيت الحلقة (أكره العيش هنا)؟ |
| - burada yaşamaktan nefret ediyorum! | Open Subtitles | ـ أنّي أكره العيش هنا! |
| - burada yaşamaktan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره العيش هنا |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 