Bana ilk gerçek konuşmamı verene kadar buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | لن أغادر حتى تعطيني محادثتي الحقيقه الأولى |
Kız kardeşime kimin zarar verdiğini öğrenene kadar buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | لن أغادر حتى أعرف مَن يُحاول إيذاء أختي. |
O güvende olana kadar buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | لن أغادر من هنا حتى أعرف أنه بأمان |
Ama sen A.K.'ye bizden bahsetmeyeceğine dair yemin edene kadar buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | ومع هذا لن اغادر المكتب حتى تقسم لي أنك لن تخبر (آناليس) بشاننا |
Ama sen A.K.'ye bizden bahsetmeyeceğine dair yemin edene kadar buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | ومع هذا لن اغادر المكتب حتى تقسم لي أنك لن تخبر (آناليس) بشاننا |
Buluncaya kadar buradan ayrılmayacağım. Neyi bulacaksın? | Open Subtitles | ـ لن اغادر حتى اجد شيئا ـ تجدين ماذا ؟ |
Şimdi, bana yardım edene kadar buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | لن أغادر قبل أن تساعديني. |
Onu almadan buradan ayrılmayacağım. Bu imkansız. | Open Subtitles | لن أغادر هنا بدونها مستحيل |
Sen olmadan buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | لن أغادر هذا المكان بدونكِ |
Onu bulana kadar buradan ayrılmayacağım! | Open Subtitles | لن أغادر حتى أجده |
Kızım ve Joe McAlister serbest bırakılana kadar buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | ...لن أغادر المبنى حتى (يُطلق سراح ابنتي و(جو مكاليستر |
buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | لن أغادر مكاني |
Hayır, sen olmadan buradan ayrılmayacağım Jimmy. | Open Subtitles | لن أغادر بدونك يا (جيمي) |
Kanatlarımı buraya çaktım. Bay Montalban şu kapılardan birinden çıkmadan buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | سأبقى هنا، ولن أغادر حتى يقوم السيد (مونتيلبان) بالقدوم من أحد هذه الأبواب. |
Tommy tavuğumu tadıp beni haklı kazanan ilan etmeden buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | "لن اغادر حتى تجرب وصفة "دجاج (تومى) خاصتى، وتعلننى الفائزة الشرعية |