Bilirsiniz, buraya gelen beyazlar bize karşı pek iyi niyetli olmuyorlar. | Open Subtitles | فقط أن الناس البيض الذين يأتون هنا ليسوا ودودن معنا. |
Bebeğim, buraya gelen herkese, üç kişinin tamamına yeşillendin zaten. | Open Subtitles | عزيزي، فلترميها على وجه جميع من يأتي إلى هنا ثلاثتهم |
Bu herif tam bir puşt buraya gelen herkes tutucu. | Open Subtitles | ذلك الرجل ساقط كل من يأتي هنا يصبح حاد المزاج جداً |
Ali, buraya gelen başka öğrenciler de var, tamam mı? | Open Subtitles | الي هناك طلاب اخرون يأتون إلى هنا , حسنا ؟ |
buraya gelen adam babasını arıyordu... yaşlı bir adam bu civarda kaybolmuş. | Open Subtitles | رجل أتى إلى هنا يبحث عن والده رجل طاعن في السن تاه في هذه المنطقة |
buraya gelen tüm araçları modifiye ediyor musunuz? | Open Subtitles | هل تقوم بتعديل كل السيارات التي تأتي إلى هنا ؟ |
Tıpkı birkaç yıl önce buraya gelen ateş bükücü gibi. | Open Subtitles | مثل مُخضع النار الذي جاء هنا منذ عدة سنوات يبحث عن طريقة لهزم خصمه |
buraya gelen herkese karşı çok naziktir. Bu arada, buraya nasıl geldiniz? | Open Subtitles | إنها دائما مهتمة بالذين يأتون هنا كيف أتيت إلى هنا على أي حال ؟ |
buraya gelen herkese karşı çok naziktir. Bu arada, buraya nasıl geldiniz? | Open Subtitles | إنها دائما مهتمة بالذين يأتون هنا كيف أتيت إلى هنا على أي حال ؟ |
İşten sonra buraya gelen insanlar fazla bir şey şahit olmazlar, ne dediğimi anladınız mı ? | Open Subtitles | الناس الذين يأتون هنا بعد ساعات العمل لا يشاهدون بشكل جيد اتفهمين ما أقول ؟ |
Her gece buraya gelen bir adam var ve bir kaç saatini onunla harcıyor. | Open Subtitles | هناك شخص كان يأتي إلى هنا كل ليلة ويقضي عدة ساعات معها |
Peki. Sana buraya gelen herkese söylediğim şeyi söyleyeyim. Kanunun eli kolu bağlı. | Open Subtitles | لا بأس ، سأخبرك بما أخبره لكل من يأتي إلى هنا ، القانون لن يفيدك |
buraya gelen herkesi okuyabilirim ve arzularını bilirim, bazen onlar yapmadan bile. | Open Subtitles | أستطيع قراءة أي شخص يأتي هنا و أعرف رغبته أحياناً حتى قبل أن يعرفوا |
buraya gelen herkes, ilk olarak Wanda'dan geçiş izni almak zorunda. | Open Subtitles | كل شخص يأتي هنا . يجب أن يمر على "واندا" أولا |
buraya gelen ve püsküllü ayakkabıları olan insanların gazeteci olduklarını çok iyi biliriz. | Open Subtitles | إنها فقط تجربة مررنا بها وهي أن أي أشخاص يأتون إلى هنا بأحذيتهم اللامعة, |
Bu kütüphane yüz yıldır sessiz. buraya gelen her neyse, çoktan ölmüştür. | Open Subtitles | المكتبة كانت صامتة لمائة سنة مهما كان الشيء الذي أتى إلى هنا فهو ميت منذ زمن |
buraya gelen bebekleri görmelisin. Kocamanlar. | Open Subtitles | يجب عليك رؤية بعضاً من الأطفال التي تأتي إلى هنا إنهم ضخام الحجم |
Tıpkı birkaç yıl önce buraya gelen ateş bükücü gibi. | Open Subtitles | مثل مُخضع النار الذي جاء هنا منذ عدة سنوات |
buraya gelen her tanık müvekkilimin... cinsel organını görmediğini belirtti... müvekkilimi tutuklayan memurun akrabası olan bir kişi dışında. | Open Subtitles | كل الشهود الذين جاؤوا هنا شهدوا بانهم لم يروا قضيب موكلي في الواقع ماعدا شخص واحد هذا الشخص هو الضابط |
- buraya gelen başka bir hortum var. - Sen de dışarı çıkmamızı mı istiyorsun? | Open Subtitles | هناك اعصار أخر قادم إلى هنا - وتريدنا أن نخرج؟ |
Celine. Britney. buraya gelen en havalı tipler biz miyiz neyiz? | Open Subtitles | يوجد الكثير منها هل يحب المجيء إلى هنا كثيراً ؟ |
buraya gelen devriyeye ne olduğuna bak. Hepsi de öldü. | Open Subtitles | انظر إلى ما حدث إلى الدورية التي أتت إلى هنا موتى,الكثير منهم |
Dün, buraya gelen, beyaz polis, sorun mu? | Open Subtitles | ذلك الشرطي الأبيض الذي كان هنا ، لن يورطك بشئ, صحيح؟ |
buraya gelen Willburn değildi. | Open Subtitles | واسن وأبوس]؛ ر Willburn الذي جاء في هنا. |
Bu gece buraya gelen her salaktan ;beşer Pound almamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نرغم كل من يأتي الليلة على دفع خمس جنيهات، |