| Beni buraya getirmek için her şeyi aldı. | Open Subtitles | حسناً، استنفذت كل شيء للوصول إلى هنا |
| Gelmeyeceğim. Onların yüzünü her gün görmek, onları buraya getirmek için ne yaptığımı hatırlatacak. - Bu kadını gördün mü? | Open Subtitles | لن أدخل لأن هذا سيذكرني بما فعلت لأحضرهم هنا |
| İçeri girmeyeceğim. Bana onları buraya getirmek için yaptığım şeyi hatırlatacak. | Open Subtitles | لن أدخل لأن هذا سيذكرني بما فعلت لأحضرهم هنا |
| Beni buraya getirmek için çok can feda ettiniz. | Open Subtitles | لقد ضحيتم بالكثير ، من أجل تسليمى الى هُنا. |
| Beni buraya getirmek için çok can feda ettiniz. | Open Subtitles | لقد ضحيتم بالكثير ، من أجل تسليمى الى هُنا. |
| - Ben buraya getirmek için gerekli nedeni budur. | Open Subtitles | مثل الطريقة التي أعرفها لأحضرك إلى هنا |
| Gelmeyeceğim. Onların yüzünü her gün görmek, onları buraya getirmek için ne yaptığımı hatırlatacak. | Open Subtitles | لن أدخل لأن هذا سيذكرني بما فعلت لأحضرهم هنا |
| Seni buraya getirmek için yalan söyledim. | Open Subtitles | كذبت لأحضرك إلى هنا |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 