Ama Byron'un evinde bulduğun işlemlere göre bu yanlış. | Open Subtitles | ولكن ما وجدناه في بيت بايرن يدل أننا على خطأ |
İsmim Peter, Byron'un babasıyım. | Open Subtitles | أنا بيتر ، والد بايرن. |
Byron'un nereye gittiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أين ذهب بايرن |
Peki, Byron'un arabana koyduğu not da neydi o zaman? | Open Subtitles | حسنا، و ماذا عن المُلاحظة الذي تَركَ بايرون على سيارتِك؟ |
Los Angeles'tayken Byron'un yolculukta gerçekten yaptığı şeyi yapar, bölgenin yerlileriyle takılırdım. | Open Subtitles | عندما أكون في لوس انجليس، أفعل ما فعله بايرون في الواقع عندما كان مسافرا، وهو شنق مع السكان المحليين. |
Byron'un kiralamak isteyeceği yerlerden. | Open Subtitles | في هذا النوع من المكان الذي بايرون قد مستأجرة. |
Şimdi, bu sahnede Byron'un profesörü kızını doktora götürmek için kimya sınavını kaçırdığı için Byron'u sınıfta bırakıyor. | Open Subtitles | حسناَ سوف أقرأ لك " ألايجا " هذا مشهد حين مدرس " بايرون " يسجل رسوبه في الكلية على فواته اختبار الكيمياء نصف الترم |
Byron'un bir şiiri, dikey eksende yüksek değere sahipken yatay eksende ortalama bir değeri vardır. | Open Subtitles | قصيدة أربع عشرية لـ(بايرون) قد تحصد درجة عالية على المستوى العمودي و لكن درجة عادية على الأفقي |
Byron'un iyiliği için. | Open Subtitles | لأن أبي يعرف مصلحة بايرون |
Byron'un bana fazladan şarap koymasına izin verdim, ve biz eğleniyorduk, ta ki... korkunç bir şey olana kadar. | Open Subtitles | و أنا و (بايرون) كنا نشرب النبيذ و نستمتع بوقتنا أثناء شيئا فظيع كان يحدث |
Byron'un bizde o sayfaların olduğunu bildiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أن (بايرون) يعلم بشأن هذه الصفحات |