Yakalanıp, donrulup Lagos'a gönderiliyor ve küçük kar marjları için tütsülenip, Lagos caddelerinde satılıyor. | TED | إنها تُصطاد هنا، تجمد، تُشحن الى لاغوس تدخّن وتباع بمقدار ضئيل من الربح في شوارع لاغوس |
Şimdi, hayal etmeye çalışın, Lagos, Nijerya ve Batı Afrika'nın caddelerinde her hafta 40,50 filmin paketlenip dağıtıldığını. | TED | الآن, حاولوا أن تتخيلو أن 40 إلى 50 فلم تم توضيبها, ووزعت , كل أسبوع في شوارع لاغوس, نيجيريا و غرب أفريقيا. |
CIA ajanları, Havana caddelerinde Rus askerleri ve füze taşıyan tırların görüldüğünü rapor etti. | Open Subtitles | قدم عملاء الإستخبارات الأمريكية في كوبا تقارير تفيد أنه تم مشاهدة قوات روسية ومقطورات صواريخ في شوارع هافانا |
New York caddelerinde gezinen bu adamın adalet önüne çıkarılmasını hem ben, hem de müvekkilim sabırsızlıkla beklemektedir. | Open Subtitles | في شوارع نيويورك وكل من أميل وأنا نتطلع إلى متي يقدم للعدالة |
Moskova caddelerinde heyecan ve açıklık ruhu var. | Open Subtitles | هناك روح من الانفتاح والاثارة فى شوارع موسكو |
Paris caddelerinde, acıyla sarsılmış yas tutan isimsiz milyonlarca insan cenaze kortejini izliyordu. | Open Subtitles | تستسلم أخيرا للإعياء في شوارع باريس المنكوبة حشود بلا عدد . .. |
Paris caddelerinde, acıyla sarsılmış yas tutan isimsiz milyonlarca insan cenaze kortejini izliyordu. | Open Subtitles | تستسلم أخيرا للإعياء في شوارع باريس المنكوبة حشود بلا عدد . .. |
Bu aynı zamanda şehrin caddelerinde kötü hayvanların göründüğü... | Open Subtitles | الذي تضمن أيضاً مشاهدات لحيوانات متوحشة في شوارع المدينة |
Londra'nın kalabalık caddelerinde dolaşmak, veya burada, insanlığın koşuşturmacasının içinde olabilmek için geldim. | Open Subtitles | أتيت لأتجوّل في شوارع "لندن" المزدحمة أو لأكون هنا وسط أندفاع وعجلة الإنسانيّة |
ya da Moskova caddelerinde silah tüccarlarını arıyorsanız, casusların hayatı olumsuz etkilenir. | Open Subtitles | او تلاحق تاجر اسلحه في شوارع موسكوا حياة العميل تأخذ الكل |
Çok yakın zamanda da New York caddelerinde kan gövdeyi götürecek değil mi? | Open Subtitles | وقريبا سيكون هنالك اتقاق عظيم من الدم في شوارع نيويورك اليس كذالك؟ |
Keşke, kızların, şehir caddelerinde ya da kasaba kenarlarında üniformanın hatırına, askerlere bayıldığı zamanlarda yaşasaydım. | Open Subtitles | أشعر بالندم لأنني لم أعاصر تلك الأيام التي كانت الفتيات تخرجن في شوارع مدننا، على امتداد طرق الدولة وتصيبهن النشوة لمرأى الجنود. |
Dürtülerimi kontrol etmek için ayağıma takılan bir bileklikle New York caddelerinde gezmek üzere sınırlandırılmaktan söz etmiyorum. | Open Subtitles | ليس الأمر وكأني أطلب أن تطلقوني في شوارع "نيويورك" مع سوار تعقب يقيد حركتي |
Beklenilen olaylar, New York caddelerinde, Eli Cohn'un binasının dışında gerçekleşiyor. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}لعبةُ الانتظار تستمرّ هنا في شوارع "نيويورك"، خارجَ مبنى (إيلاي كوهين). |
Ve Raleigh'in ana caddelerinde polisle genç zenciler arasında çatışmalar çıktı. | Open Subtitles | "وكانت هناك صِدام بين الشرطة والزنوج الشبّان" "في شوارع مدينة رالي الرئيسية الليلة." |
Paris caddelerinde Go-kart yarışı! | Open Subtitles | سباق سيارات الـ(Go-kart) في شوارع (باريس)! |
Aşkım şehrin caddelerinde. | Open Subtitles | حبي في شوارع المدينة. |
Ve işte böyle, Eva ifadesiz bir yüzle yabancı New York caddelerinde yürür. | Open Subtitles | وهكذا (إيفا) مشت في مواجهه الصعاب في شوارع "نيويورك" الغير مألوفة |
"General Douglas MacArthur, Tokyo caddelerinde öpüşmeyi yasakladı. " | Open Subtitles | الجنرال (دوغلاس مكارثر) يحظر" "التقبيل في شوارع "طوكيو |
Üniversite eğitimimi New York'da, Harlem caddelerinde aldım. | Open Subtitles | تخرجت من الجامعة فى شوارع " هارلم" في "نيويورك" |
Üniversite eğitimimi New York'da, Harlem caddelerinde aldım. | Open Subtitles | تخرجت من الجامعة فى شوارع " هارلم" في "نيويورك" |