Gelecek Pazartesi Calais'te olur ve uzun zamandır beklediğim güzel haberleri alarak hem kendimizi hem de Tanrı'yı memnun edebiliriz. | Open Subtitles | أتوقع أن أسمع خبر وصوله إلى كاليه الأثنين المقبل وأتوقع بعد فترة وجيزة التمتع بسعادةتقت إليها طويلاً بمسرة الله ومسرتنا |
Pole'un bağlanıp, Calais'ye getirildiğini görmekten daha çok istediğim bir şey yok. | Open Subtitles | أنا شخصيا ليس لدي شخص افضل منك ليقتاد المدعو نيبول الى كاليه |
Calais'ye parayı geri ödemek için gittiğimizi bildiğimden de haberi yoktu. | Open Subtitles | او يدرى باننى اعرف اننا نعود الى كاليه لارجاع هذه الاموال. |
Sonuçta iki kıyafetin de aynı müşteri tarafından aynı zamanda satın alındığını anlamışlardı, 7 ekim 2014'te, Fransız şehri Calais'de, İngiliz Manşı'nda. | TED | حينئذِ كان بإمكانهم القول أن البذلتين إشتراهما شخص واحد في نفس الوقت يوم 7 أكتوبر 2014، بمدينة كاليه الفرنسية على القناة الإنجليزية. |
Calais'ye gidip mültecilerle konuşursanız; avukatlar, siyasetçiler, mühendisler, grafik tasarımcıları, çiftçiler ve askerlerle karşılaşırsınız. | TED | إذا تحدثت مع اللاجئين في كاليه فستلتقي بمحامين وسياسيين، ومهندسين ومصممي طباعة ومزارعين وجنود. |
Tomm, yakın zamanda Calais'deydin. | TED | توم، أنتم الإثنين رجعتم إلى كاليه مؤخّرا. |
Avcı bombardıman uçakları dün Pas-de- Calais'yi bombaladı. | Open Subtitles | ضَربتْ القاذفات المقاتلةُ باس دي كاليه بعد ظهر أمس. |
Stewart, Calais'e vardığımızda bir telegraf yolla. Sör Evelyn Baring, Kahire. | Open Subtitles | ستيوارت ، أرسل برقية بمجرد أن نصل كاليه ، سير ايفيلين بارينج ، القاهرة |
Siz Londra'ya gidiyorsunuz sizin Calais vagonuna yerleşmeniz en iyisi olur. | Open Subtitles | طالما أنت متجه إلى إنجلترا فإنه يفضل لك أن تبقى بجوار العربه حتى كاليه |
O zaman, sadece Calais yataklı vagonuyla ilgileneceğiz. | Open Subtitles | مرحبا إذن يجب علينا التجمع فى عربة كاليه |
Bu Calais vagonundaki bütün yolcuları kurtarabilir bunlara patronunuz da dahil. | Open Subtitles | ربما يكون فى هذا نجاتك و ينطبق هذا على كل مسافر فى عربة قطار كاليه بمن فيهم سيدتك |
Pierre Paul Michel, beni ve kurbanı saymazsanız bu Calais vagonunda şu anda kaç kişi var? | Open Subtitles | كم عدد الركاب فى عربة كاليه بإستثنائى أنا و الرجل المقتول ؟ |
Barut arabasına doğru gidiyor! Yüce Kardinalleri. Silahşorlar Calais'e giderken görülmüşler. | Open Subtitles | على عجل انها تتوجه إلى عربة البارود سماحتك , الفرسان شوهدوا على الطريق المؤدية إلى كاليه |
Silahşorun ilk görevi Kral'ı korumaktır. Calais'e git ve ulağının yolunu kes. | Open Subtitles | أنت ستركب الى كاليه وتعترض مبعوث الكاردينال |
Kral Francis ve Kral Henry arasında Calais'te bir zirve yapılacak. | Open Subtitles | هناك اجتماع قمه بين الملك فرانسيس والملك هنري قرب كاليه |
İngiliz bölgesi olan Calais sınırında, | Open Subtitles | ستقام في بالي,كاليه من الاقليم الانجليزي |
Bu yüzden belki Fransız Kralı, Calais'de 7 veya 8 tanesini birleştirir ve ben de gidip aynı anda onları görürüm. | Open Subtitles | ..لذلك قد يستطيع الملك فرانسيس ان يرسل سبعة أو ثمانية منهم الى كاليه بعدها يمكنني الذهاب الى هناك ورؤيتهم في الوقت نفسه |
Damalılar, Calais İngiliz işgalindeki Fransa | Open Subtitles | تشيكرز ، كاليه مدينة فرنسية محتلة من الإنجليز |
Beyler bu müstesna hayırlı iş için Calais'e hoş geldiniz diyoruz. | Open Subtitles | أيها السادة ، نحن نرحب بكم في كاليه في هذه المناسبة الميمونة |
Eğer Calais'de Fransa yenilirse Senin ülken de acı çekecektir. | Open Subtitles | إذا خسرت فرنسا فى "كالي" ، بلدكِ سوف تعانى أيضاً |
Gözcülerim Fransızların Calais'ten ayrıldıklarını iletti. | Open Subtitles | تقارير الكشافة تقول أن الفرنسيين غادروا "كالاي" |
Onun adını Calais'ye ilk gidişimizde iki ölü bedenin hikayesini araştırırken duyduk. | TED | سمعنا عنه عندما كنا أوّل مرّة بكاليه نبحث عن إجابات لنظريّة الجثتين. |
Ve çeşitli kontroller vasıtasıyla, Almanlar Calais ya da Abbeville, dolaylarında toplandıklarında, kalkış emrini alabilirdik. | Open Subtitles | و عن طريق غرفة التحكم سيتم أبلاغنا بموعد الأقلاع فى الوقت الذى يكون فيه الألمان ( يتجمعون فوق ( كالييه ) أو ( أبيفيل |