Cardiff'te küçük bir dükkandan. Adı da "Top Shop"tu. | Open Subtitles | من متجرٍ صغيرٍ في كارديف . يدعى التوب شوب |
Dur biraz. Birkaç yıl önce Cardiff'te deprem olmuştu. | Open Subtitles | مهلاً لحظة، لقد وقع زلزال في كارديف منذ عامين، أكان هذا بسببك ؟ |
Baba Cardiff'te insanlar devletten ekmek almak için sıraya giriyor. | Open Subtitles | في (كارديف) الرجال يصطفون . للحصول على الخبز من الحكومة |
Bu tip şeyler öyle basitçe olmaz. En azından Cardiff'te. | Open Subtitles | لا تحدث مثل هذه الأشياء ليس في كارديف |
Aniden, bir yeraltı morgunda, Cardiff'te ıslak bir gecede, bir bülbülün şakımasını duyuyorum. | Open Subtitles | ، فجأة ، وفي مشرحة تحت أرضية ... في ليلة رطبة في كارديف أسمع شدو العندليب |
Bana onun yerleşiminin de Cardiff'te olduğunu söyleme sakın? | Open Subtitles | لا تقل لي أنها في كارديف أيضاً ؟ |
Bütün Cardiff'te yaşayanlar sizinle iş yaptığımız için çok şanslı. | Open Subtitles | كلنا في "كارديف" محظوظون جدًا لأن نعمل معكم |
Yani Cameron'la beraber Cardiff'te çalıştınız. | Open Subtitles | اذن انت وكاميرون عملتم مع بعضكم في "كارديف"؟ |
Cardiff'te ne işiniz var? | Open Subtitles | إذاً ماذا تفعلون في كارديف ؟ |
Cardiff'te ne işiniz var? | Open Subtitles | إذاً ماذا تفعلون في كارديف ؟ |
Cardiff'te yerleşik olan Zaman Ajansı gibi! | Open Subtitles | مثل وجود هيئة زمنية في كارديف |
Cardiff'te yerleşik değil. | Open Subtitles | إنها ليست موجودة في كارديف |
Cardiff'te çalıştıktan sonra defolup gittim. | Open Subtitles | أترى , بعد عملي في "كارديف" ذهبت بعيداً |
Cardiff'te bir kadın var. | Open Subtitles | "أعرفُ امرأة في "كارديف |
Cardiff'te mi? | Open Subtitles | في كارديف |
Gel Cardiff'te çalış. | Open Subtitles | .تعالي و إعملي في (كارديف) |