Togliatti liderliğindeki komünist partisi, halk cephesinin sol kanadına hakimdi. | Open Subtitles | هيمن الحزب الشيوعي بقيادة تولياتي على الجبهة الشعبية اليسارية |
Bu fikirler, tren istasyonlarında ve izinlerde ev cephesinin karamsarlığında kök saldı. | Open Subtitles | في محطات سكك الحديد والاجازة أخذت هذه الأفكار مكانها وسط تشاؤم الجبهة الداخلية |
Artık Doğu cephesinin efendileri İtilaf Devletleriydi. | Open Subtitles | فقد كانت قوى الوسط الآن هم أسياد الجبهة الشرقية |
isviçre'den kanala uzanan hendek yollari ile Bati cephesinin gidisati belirlenmisti. | Open Subtitles | وهكذا ، فان شكل الجبهة الغربية كان قد تم تحديده الآن بخطوط الخنادق التي تمتد من القنال الإنجليزي حتى سويسرا |
Kendisi senatör Eli Jackson ile beraber Ahlaki Düzen cephesinin kurucularındandı. | Open Subtitles | كان السيناتور شريكاً مؤسساً لـ"إئتلاف السياسة المحافظة"... مع السيناتور (إيلاي جاكسون). |
Göremiyorum." Evin ön cephesi, gerçekten bir evin ön cephesinin karikatürü gibi. | TED | لا استطيع ان ارى ". بحيث يكون لديك هذه الواجهة آخر المنزل ، الجبهة ، التي هي في الواقع رسما كاريكاتوريا من واجهة منزل. |
"Ben halk cephesinin Solunun seçimi kazanması için bütün taraflarının birlik olmasınıı bekledim . | Open Subtitles | "جيوسيبي مايناردي" شيوعي إيطالي ،كنت أتوقع أن الجبهة الشعبية" التي تضم جميع الأطراف اليسارية هي من ستفوز بالإنتخابات |
Almanya, doğu cephesinin tutulması konusunda müttefiki Avusturya-Macaristan'a bel bağlamıştı. | Open Subtitles | كانت ألمانيا تعتمد على حلفائها ، النمسا-المجر في الصمود على الجبهة الشرقية |
Senatör, Ahlaki Düzen cephesinin kurucularındandı Senatör Jackson'ın, arkadaşı Senatör Kevin Keeley'i bekliyoruz. | Open Subtitles | الشريك المؤسس لـ"إئتلاف السياسة المحافظة"، كما ترون... في انتظار رفيق السيناتور (جاكسون... ) وأعز أصدقائه، السيناتور (كيفن كيلي). |