Seni Ceres'teki o hapishane filikasına tekrar tıkmalıyım. | Open Subtitles | كان علي تحطيم مؤخرتك ورميك في السجن عندما قبضت عليك في سيريس |
Ceres'teki limanları korumak için bunlardan birini kullanabilirim. | Open Subtitles | أوه، يمكنني استخدام واحدة من هذه لحراسة الميناء في سيريس |
Rocinante'den ayrıldıktan doksan saniye sonra Ceres'teki Liman İşletme ofisine kayıtlı dört kişilik bir futa halkanın diğer tarafından hareket etmiş. | Open Subtitles | تسعون ثانية بعد مغادرة روسيننتى أربعة رجال بقارب فضائي مسجل في المكتب الرئيسي في سيريس |
Ceres'teki yükleme limanlarından beri epey yol katettin değil mi mali? | Open Subtitles | لقد قطعت شوطا طويلا منذ أرصفة التحميل على سيريس يا مالي ؟ |
Fred'i Ceres'teki bir meyhanede bulduğunda Dawes'la birlikteydim. | Open Subtitles | كنت مع داويس عندما وجد فريد في حانة على سيريس |
Aynen ve Ceres'teki genelevlerin kredi uzatmayı sevmediklerini de söyleyivereyim. | Open Subtitles | أجل ، ودعني أخبرك بيوت الدعارة في " سيريس " لا تُحب تقديم القروض |
Şimdi bu zengin kız Ceres'teki babacığı kızdıracak ne yapmış olabilir? | Open Subtitles | الآن ، ما الذي قد تفعله فتاة ثرية لإغضاب والدها في " سيريس " ؟ |
Belki Ceres'teki herkes bu manzaraya sahip olsaydı size daha çok saygı duyarlardı. | Open Subtitles | رُبما إذا كان كل فرد في " سيريس " لديه ذلك المنظر الطبيعي كانوا ليحترمونكم بشكل أكثر |
Ekipte görevli olan tüm arkadaşları buradaki, Ceres'teki aynı yerel liman işçileriymiş. | Open Subtitles | طاقم ملاحتها يتكون من ملاحين عملوا في نفس الموانيء المحلية " هُنا في " سيريس |
Ceres'teki her su damlası yüzlerce kez dönüştürülen kan, sidik, gözyaşı ve tükürükten oluştu. | Open Subtitles | " كل قطرة من تلك المياه في " سيريس كانت دم وبول ودموع وبصق |
Ceres'teki Anderson Dawes gibi! | Open Subtitles | "مثل (أندرسون دوز) على "سيريس |