Özellikle bizzat gelip şikayetini dile getirmeye cesaret edemediği için. | Open Subtitles | خاصة أنه لم يتجرأ على مواجهتك شخصياً |
Kimsenin cesaret edemediği kadar seveceğim seni. | Open Subtitles | ♪ سأحبك كما لو لم يتجرأ احداً على حبك ♪ |
Buranın kuzeyindeki hiçbir Dane'in gitmeye cesaret edemediği sahillerde... bir boğaz için ne kadar toprağa ihtiyaç var? | Open Subtitles | انه يسكن على الشاطئ الشمالي حيث لا يجرؤ أحد على الذهاب الى هناك ما الذي سيستولي عليه أكثر من ذلك |
Kimsenin bana bu gibi bir soru sormaya cesaret edemediği zamanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت لا يجرؤ فيه أحد أن يسألني سؤالاً كهذا. |
Ben sadece kimsenin yapmaya cesaret edemediği şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت بشيء لا يجرؤ على فعله أي شخص آخر |
İtiraf etmeye hiçbir zaman cesaret edemediği o aşkın peşine düşmesi... | Open Subtitles | ..كادت أن تسقط في مسار القطار كل هذا لأنها لم تجرؤ على إظهار حبها |
Anlatmaya cesaret edemediği ne gibi bir şey öğrenmişti ki? | Open Subtitles | ما الذي اكتشفته و لم تجرؤ أن تخبرني به؟ |
Ben sadece kimsenin yapmaya cesaret edemediği şeyi yaptım. | Open Subtitles | قمتُ فقط بما لا يجرؤ أحد القيام به |
İçinde saklanan büyülü yaratıkların korkusundan kimsenin girmeye cesaret edemediği gizemli Moors! | Open Subtitles | مملكة "ذا مورس" الغامضة التي لا يجرؤ أحد على أن يغامر ويدخلها خوفاً من مخلوقات الظلام التي تكمن بها |
Kimsenin yapmaya cesaret edemediği, herkesin yapılamaz dediği şey. | Open Subtitles | الأمر الذي لا يجرؤ أحد آخر على فعله" "ويقول الجميع إنه مستحيل |
İşin gerçeği bugünlerde kimsenin itiraf etmeye cesaret edemediği yalnızca sermayeyi serbest bırakarak dünyanın özgür kılınabileceğidir. | Open Subtitles | والحقيقة التي لا يجرؤ أحد على قولها هذا الأيام... أنّه فقط عن طريق تحرير رأس المال بتحرر العالم. |