Çok uğraşan ama hâlâ kendi yolunu çizecek cesarete sahip olmayan ama verdiği kararları ailesi tarafından desteklenen abisin. | Open Subtitles | لكن ليست لديه الجرأة ليكمل وحيداً ولكن نحب عزمك وكفاحك |
Ama Blair'le arasında bir şey olmadığını söyleyecek cesarete sahip. | Open Subtitles | لكن ان تكون لديه الجرأة ان يقول انه لاشيء بينه وبين بلير |
En azından bu muhabir, bunu itiraf edecek cesarete sahip olanına rastlamamıştı. | Open Subtitles | أنا لم أقابل أي رجل لديه الشجاعة للإعتراف بذلك |
Hitler'e karşı çıkabilecek pozisyondaki General'lerden bunu yapabilecek cesarete sahip kimseyi bulamadım. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أجد جنرال واحد في منصب مرموق لديه الشجاعة ليواجه هتلر |
İşler o noktaya geldiğinde yapılması gerekenleri yapacak cesarete sahip olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | ظننت أن لديك الجرأة لتفعل المفروض إن وصل الأمر لهذا |
Seni kötüleyen insanlar elini taşın altına koyup iyi şeyler yapacak cesarete sahip olduğun için öyle diyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس الذي يصفونك بالقذر لأن لديك الجرأة أن تضعك يداك في الوحل وتحاول بناء شيء أفضل |
Fırsatlar ortada, ama onları toplayabilecek cesarete sahip olanlar için. | Open Subtitles | توجد الفرص, لكن فقط لؤلائك الذين لديهم الجرأة الكافية لاغتنامها |
- Bak, tek bilmek istediğim, kimin, onun kızkardeşini öldürecek cesarete sahip olduğu. | Open Subtitles | من لديه الجرأة حتى يقتل أخته |
Benim hatam, Wayne Palmer'ın bu makamı dolduracak ileri görüşlülüğe ve cesarete sahip olduğunu düşünmekti. | Open Subtitles | ...(خطأى كان أنى صدقت أن (وين بالمر لديه الشجاعة والرؤية ليشغل هذا المنصب |
Benimle bunu deneyecek cesarete sahip misin? | Open Subtitles | هل لديك الجرأة لتجربتها معي؟ |
Tüm erkekler korkak olurdu biraz cesarete sahip olsalardı. | Open Subtitles | -كل الرجال يكونوا جبناء... -لو كانوا فقط لديهم الجرأة |