cesetlerinin yanında valizler, kutular, her yere saçılmış tuhaf mavi-mor kristaller vardı. | Open Subtitles | جثث متراكمة بحقائب وأمتعة متبعثرة في كل مكان |
Margaret Hollins ve Todd Miller'ın cesetlerinin çıkarılmasını istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ استخراج جثث مارجريت هولينس ' و تود ميلير نَبشتْ. |
Bomba yüklü araba patladıktan sonra en iyi arkadaşlarının cesetlerinin bir kemerle bağlandığını görünce, | Open Subtitles | بمرور الوقت تبدأ في رؤية جثث أعزّ أصدقائك مربوطة معاً بجزام بعد إنفجار سيارة |
Eğer nehir kenarında oturup, yeterince beklersen düşmanlarının cesetlerinin akıp gittiğini görürsün. | Open Subtitles | إن جلستِ بجانب ضفة النهر وإنتظرتِ لوقت كافي فسترين جثث أعدائك تطفو عليه |
Hastanede dövüştüğüm iki adamı öldürmüşler ve cesetlerinin fotoğraflarını gösterdiler. | Open Subtitles | قتلوا إثنان من الذين اشتبكت معهم بالمشفى وأرونى صور الجثث لابد أن أتحدث للشرطة |
Fakat bazı bataklık cesetlerinin iyi bir hasat olması garantisini almak için bereket Tanrısına kurban edilmiş olduklarına inanıyorum. | Open Subtitles | لكنني أعتقد أن بعض جثث المستنقعات كانوا قرابين إلى آلهة الخصوبة لضمان حصاد جيد |
18-24 yaş arası gençlerin cesetlerinin bulunduğunu duydum. | Open Subtitles | لدى ملاحظات عن اكتشاف جثث بين ال 18 و ال 24 من عمرهم |
İnsanların kalplerini sökmeye başladığında çoktan ölen insanların cesetlerinin altında saklandım. | Open Subtitles | عندما بدأتْ باقتلاع قلوبهم اختبأتُ تحت جثث الموتى |
Hayır, sadece araştırma cesetlerinin... çöplerle birlikte 34 gündür gömülü oldukları. | Open Subtitles | كلأ، هذه جثث للبحوث فحسب لقد دُفنت وغُطت بين القمامة منذ 34 يوم |
Hey! 11'lerin cesetlerinin resimleri gösteriliyor! | Open Subtitles | أنت هذه صور جثث الاحدى عشرية تعرض |
Chaeronea'da baban, özgürlük için savaşan Yunanların cesetlerinin üzerinde dans etmişti. | Open Subtitles | -فى كارونيا رقص ابوك على جثث اليونانيين الذين كافحوا من اجل الحرية |
Doğuya, katledilmiş adamlarımın cesetlerinin üstünde. | Open Subtitles | شرقاً، محمولاً على جثث الرجال المقتولين |
"Nehrin kıyısında yeterince oturursan düşmanlarının cesetlerinin su üzerinde yüzdüğünü görürsün." | Open Subtitles | "اذا جلست بجانب النهر لمدة طويله" "فسترى جثث أعدائك طافيه" |
Bataklık cesetlerinin mineralce zengin bataklık kömürü sularında korunmuş doğal mumyalar olduğunu eminim hepiniz biliyorsunuz. | Open Subtitles | كما أنا متأكد أنكم جميعاً تعرفون أن جثث المستنقعات هي البقايا المحنطة طبيعياً للبشر، محفوظة في مياه مستنقعات الخث الغنية بالمعادن |
Bu, polis ile elçiliğin önüne içinde bir ajan, bir federal polis ve kimliği henüz belirlenemeyen bir kadının cesetlerinin bulunduğu bir aracın bırakılmasından sorumlu olduğu belirlenen çete arasındaki bir diğer çatışma. | Open Subtitles | حدثت للتو مطارده جديده بين الشرطه و العصابات الإجراميه .. بدأت المطارده بعد أن تم إيقاف سياره .. أمام السفاره تحتوى على جثث عملاء |
Bütün canavarların cesetlerinin orada olduklarını söyledi. | Open Subtitles | أن كل جثث الوحوش تم التعرف عليها |
Windmark bu Direnişçiler'in cesetlerinin getirilmesini istedi. | Open Subtitles | (وِندمارك) أراد إحضار جثث جنود المقاومة تلك. |
Themistokles, adamlarının cesetlerinin Ege'yi kızıla boyamasını izledi. | Open Subtitles | (ثيموستكليس) يشاهد جثث رجاله.. يحول البحر إلي الدماء الحمراء. |
Hastanede dövüştüğüm iki adamı öldürmüşler ve cesetlerinin fotoğraflarını gösterdiler. | Open Subtitles | قتلوا إثنان من الذين اشتبكت معهم بالمشفى وأرونى صور الجثث لابد أن أتحدث للشرطة |