Benim cezadan çok rehabilitasyona ilgi duyduğumu bilecek kadar uzun zamandır buradasın. | Open Subtitles | أنت هنا منذ مدة كافية لتعرف أنني أهتم بالإصلاح أكثر من العقاب |
Benim cezadan çok rehabilitasyona ilgi duyduğumu bilecek kadar uzun zamandır buradasın. | Open Subtitles | أنت هنا منذ مدة كافية لتعرف أنني أهتم بالإصلاح أكثر من العقاب |
Ona çıkış yolu göster ve böyle kötü bir cezadan kurtulmasına yardımcı ol. | Open Subtitles | أظهر له السبيل للشجاعة، و ساعده على تحرير روحه من هذا العقاب القاسي |
Bu sözlerin zararsız olduğunu düşünen... ya da bu adamınkiler gibi sözler söyleyebileceğini ya da uydurabileceğini... düşünen varsa, tanık olacağınız bu cezadan ders alsın. | Open Subtitles | اذا ظن أحد أن هذا الكلام غير ضار او ظن انه يمكنه اعادة كلمات هذا الرجل فليهدد بنفس العقوبة التى ستشهدونها |
Bu işte çok kötüsün. Her neyse, Robin. Sanki kendisi hiç cezadan kurtulabilmiş de. | Open Subtitles | ـ أنت سئ في هذا يارفيق ـ أيا يكن (روبن) ، كما لو انكِ تجنبتِ اخذ غرامة |
Suçu açık. cezadan kaçmasına izin verilemez. | Open Subtitles | ذنبه واضح, لا يمكن ان يسمح له للهروب من العقاب |
O, çocuklarını cezadan koruyan zengin aileler hakkında atıp tutuyorsun. | Open Subtitles | أتعلم ، أنت تتكلم عن أباء الذين يحموا أولادهم من العقاب |
cezadan paçayı kurtarmak için her şeyi yapacaklardır. | Open Subtitles | إنهم سَيَتوقّفونَ عند اي شيءِ ليتجنبوا العقاب |
İsim vermeyeceğim çünkü utanç duygusu cezadan çok daha yeterli. | Open Subtitles | لن أذكر أسمائكم لأن العار والأشمئزاز من النفس يجب أن يكون العقاب الكافي |
Ve bizlere hiç bir canı, özellikle de bizden birinin canını alanın, cezadan muaf olmayacağını gösterin. | Open Subtitles | وتبين لنا أن لا حياة ، خصوصا أحد منا قد يفلت من العقاب. |
Vatikana hiç bir canı, özellikle de onlardan birinin canını alanın cezadan muaf olmayacağını göstermek için. | Open Subtitles | لطمأنه الفاتيكان انه ليس هناك حياة ، عدا واحدة خاصه بهم ، يمكن أن تأخذ بدون أفلات من العقاب. |
Delikanlı cezadan payına düşeni aldı ama ortada bildiğimizden çok daha fazlası olduğu hissine engel olamıyorum. | Open Subtitles | الفتى حصل على جزئه من العقاب لكني أضن بأنه حصل أكثر مما نعرف |
Bir kralsın, dedikoduları yok edebilirsin, eğer başaramazsan, onları bu ağır cezadan koruyabilirsin. | Open Subtitles | كملك بأمكانك ان تقضي على الاشاعات ولو فشل ذلك بأمكانك حمايتهم من العقاب الاليم |
Uzun zaman boyunca cezadan muaf olarak çalışmışlardı. | Open Subtitles | لانهم كانوا يفلتون من العقاب لفترة طويلة جدا |
cezadan sonra tecrit standart bir uygulama. | Open Subtitles | إنها فترة حبس متعبة بعد العقاب |
Yani, Ne tür bir cezadan bahsediyoruz? | Open Subtitles | اذن، ما هو نوع العقاب الذي نتحدث عنه؟ |
Bir suçu işlemiş olan kişi, kendisi teslim olursa cezadan kurtulur. | Open Subtitles | باستطاعة اي مجرم الافلات من العقاب... ...اذا سلم نفسه |
Shakespeare demiştir ki; eğer bu dünyada herkes layığını bulmuş olsaydı hiçbirimiz cezadan kaçamazdık. | Open Subtitles | شكسبير" قال لو كل واحد منّا تحققت أمانيه" لا أحد سوف يهرب من العقاب |
Ama gerçek şu ki cezadan korktukları için oynuyorlar. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة هي أن الحيوانات يؤدون ذلك لأنهم يخشون العقوبة. |
Birçok Afrikalı köleliğin, yasal cezadan ya da kabileler arası savaştan daha derin bir nedeni yoktu fakat evrensel bir din vaazı çeken ve Hristiyanlıkta köleleştirmeyi uzun zaman önce yasaklayan Avrupalıların eşitlik idealleriyle bu kadar açıkça bağdaşmayan bir uygulamayı gerekçelendirmeye ihtiyacı vardı. | TED | معظم العبودية الأفريقية كانت تقوم على العقوبة القانونية أو الحروب بين القبائل لا أكثر لكن الأوروبيين الذين كانوا يبشرون بدين عالمي والذي كان منذ فترة طويلة يحظر استعباد المسيحيين لم يجدوا التبرير اللازم لتلك الممارسات ومن الواضح أن ذلك يتعارض مع مبادئهم حيال المساواة |
cezadan kurtulduklarını sanıyorlar, ama onlara aslında güvende olmadıklarını hissettiriyorsun. | Open Subtitles | هم يفكرون بانهم آمنون من العقوبة و لكن تعرفين... أنت تجعلين من هؤلاء الأوغاد غير آمنين |