ويكيبيديا

    "cezalandıran" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يعاقب
        
    • تعاقب
        
    Ama masum insanları kurtarmak için yaptıklarından dolayı kendini cezalandıran biri gibi görünüyorsun. Open Subtitles لا تيبدين كشخص يعاقب نفسه لفعل ما كان عليه فعله ليُنقِذ حياة الابرياء
    Sanırım, kendini yıllarca cezalandıran birini arayacaksınız. Open Subtitles أعتقد أنّكَ تبحث عن شخص ما كان يعاقب نفسه لسنوات
    Elime tek geçen bu okuldaki, kızımı cezalandıran kurallar hakkındaki kinayeli laflar oldu. Open Subtitles وكل ماحصلت عليه هو نفس الكلام حول جدول أعمال هذا المكان كيف يعاقب أبنتي
    Gayet etkiliyor. Genelde kendileriyle aynı yemek zevkine sahip kuklaları tercih ediyorlar ve kötüsü, farklı yemek tercihine sahip kuklayı cezalandıran kuklaları tercih ediyorlar. TED كانوا يميلون لتفضيل العروسة التي لها نفس مذاق الطعام الذي لديهم، والأسوأ من ذلك، كانوا حقًا يفضلون العرائس التي تعاقب العروسة ذات المذاق المختلف.
    Pakistan, Bangladeş ve Hindistan eşcinsel ilişkiyi cezalandıran kanunları İngiliz hukuğundan miras aldılar. Open Subtitles باكستان و بنجلاديش و الهند ورثوا القوانين البريطانية التى تعاقب السلوك المثلى
    Hem suç işleyeni hem de suça engel olanı cezalandıran bir toplumu anlayamıyorum. Open Subtitles لا أفهم هذه الثقافة التي تعاقب... كل من الجريمة والأشخاص الذين يوقفونها.
    Noel Baba karşıtı, yaramazları cezalandıran bir Şeytan. Open Subtitles وهو مثل مكافحة سانتا كلوز، الشيطان الذي يعاقب مطيع.
    Hizmet ettiğim yıllar boyunca böyle inanılmaz zevkleri olan... birilerini cezalandıran bir görevli görmedim. Open Subtitles في سنوات خدمتي لم اقابل ضابطا من قبل يعاقب الرجال ب استمتاع لا يصدق كهذا
    Başkalarıyla yatarak babasını cezalandıran bir kız var. Open Subtitles و فتاة تعاقب والدها بالنوم مع الآخرين
    Hırsızlığı veya çalınan belgeleri alıkoymayı cezalandıran federal yasaları saymıyorum bile. Open Subtitles وكذلك بالقوانين الفيدرالية التي تعاقب اللص أو المتستر على المسروقات...
    Deneyimlerime ve Kongre içindekilerden duyduklarıma göre söyleyebilirim ki Kongre'deki insanların çoğu, gerçekten sorunları çözmek isteyen iyi niyetli, çalışkan zeki insanlardır, ancak bir kere Kongreye girdiler mi, ödülü aşırı tarafçılık olan ve serbest düşünmeyi cezalandıran bir oyun oynamak zorunda gibi hissederler. TED حسب خبرتي و بما سمعت من اشخاص داخل الكونجرس فأغلب الناس الذين يعملون بالكونجرس هم اشخاص مثاليين و مجتهدين اذكياء حقاً يسعون لحل المشاكل و لكن لمجرد وصولهم هناك، يُرغموا على ان يلعبوا اللعبة التي تكافئ الحزبية المتشددة و تعاقب التفكير المستقل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد