| Hayır, bu köy, aynen söylediğim gibi, suçunun cezasını çekecek. | Open Subtitles | . لا , هذه القرية ستدفع ثمن جريمتها كما اقسمت |
| Yaptıkları şeyin cezasını çekmeleri için gücüm yettiğince her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | وسأقوم بكلّ ما في إستطاعتي للتأكّد أن يدفعوا ثمن ما فعلوه. |
| Elbette üzülüyorum. Kadın için. Çocuk bir katil ve cezasını çekmeli. | Open Subtitles | بالتأكيد أنني أبدو أسفة لها إنه قاتل ويجب أن يدفع الثمن |
| Evde bir suçlu barındırmanın Roma kanunundaki cezasını biliyor musun? | Open Subtitles | تعرف العقاب الذي يفرضه القانون الروماني على من يخبئ مجرما معروفاً؟ |
| Tanrı'nın cezasını yerine getirerek zevk almak için beni karanlığa sürgün etmiştin. | Open Subtitles | أنت نفي لي إلى المجال الخارجي لاتخاذ الفرح في تقديم عقاب الله. |
| Şayet bir asker görevini yerine getirmezse, cezasını bekler. | Open Subtitles | إذا كان هناك جندي لم يقم بواجبه، من المتوقع أن سوف يعاقب. |
| cezasını çekmişti ve borcunu ödemişti neden kendini tekrar riske atsın? | Open Subtitles | لقد قضى عقوبته , و دفع ثمنها لماذا يخاطر بذلك ؟ |
| İçimden gelerek bir iyilik yapıyorum ve yine cezasını ben mi çekiyorum? | Open Subtitles | انني حقاً قمت بشيئ جيد وانتهى بي المطاف بأن ادفع ثمن ذلك |
| Bazıları büro yönergeleri dışına taşmış olabilir. cezasını çekerim. | Open Subtitles | حاد بعضها عن تعليمات المكتب وسأدفع ثمن ذلك. |
| Duncan, bir şeyler yap! Yaptıklarının cezasını biliyordu ve çekecek. Af dilemek için seni göndermesi doğru değil. | Open Subtitles | إنه يعلم عقوبته وتصرفاته، ويجب أن يدفع ثمن تصرفاته بدون إرسالك للتوسل |
| Yaptıklarının cezasını biliyordu. Yalvarman için seni göndermek yerine cezasını çekmeli. | Open Subtitles | إنه يعلم عقوبته وتصرفاته، ويجب أن يدفع ثمن تصرفاته بدون إرسالك للتوسل |
| Çünki, yanlış bir aileye doğmuşum ve şimdi de cezasını çekiyorum. | Open Subtitles | . لأنني وُلدت في العائلة الخطأ . وها انا ذا ادفع ثمن هذا |
| Sonunda, Kapitalist domuzlar Suçlarının cezasını ödeyecek.. | Open Subtitles | اخيراً سيدفع الرأسماليون الخنازير ثمن جرائمهم |
| Sen... cezasını çekecek olan son kişiydin. | Open Subtitles | ينبغي أن تكون الشخص الأخير الذي يدفع الثمن |
| Biz Amerika'da dayak cezasını kaldırdık. | Open Subtitles | في أمريكا، توقفنا عن استخدام العقاب البدني |
| Eğer günahlarının cezasını, o insanların ölümleriyle çektiğini düşünüyorsan -- | Open Subtitles | ...إذا كنت تعتقد أن عقاب ذنوبك هو وفاة هؤلاء الناس |
| Baban tüm günahlarının cezasını çekecek, Afro Samuray. | Open Subtitles | والدك سوف يعاقب على سيئات افعالك ايها الساموراي الأفريقي |
| Bu serseri devletin haşmetine uğradı, iki yıl boyunca cezasını çekerek. | Open Subtitles | الذي يقضي عقوبته في السجن منذ عامين دون جدوى؟ |
| Bunun cezasını ödüyor ama asalet bu dünyada ödenmesi gereken en son şeydir. | Open Subtitles | لذا يدفع العقوبة الذي النبلاء يجب أن يدفعوا في هذا العالم: |
| Ayrıca bana Mississippi Eyaleti idam cezasını muhafaza etmek isteseydi, o zaman hey, jüriler için danışmanlık sağlamak zorundaydı dedi. | TED | وأخبرني كذلك أنه إن كانت ولاية ميسيسبي تريد إبقاء حكم الإعدام، فعليهم كذلك أن يوفروا المساعدة النفسية للمحلفين |
| Para cezasını ve rüşveti ödedikten sonra 1 ay içerisinde ailem serbest bırakıldı. | TED | وبعد أن دفعت الغرامة والرشوة، تم إطلاق سراح عائلتي بعد شهر، |
| Ve yarın toplanıp, cezasını çekmesini seyredeceğiz. Korkaklık ve başkaldırı suçundan ötürü. | Open Subtitles | و غداً سوف نتجمع لرؤية عقابه بسبب الجُبن و العصيان. |
| Jimmy Conway, adam öldürme suçundan ömür boyu hapse mahkûm edildi. Hâlâ New York'taki bir hapishanede, cezasını çekiyor. 78 yaşında olacağı 2004 yılına dek şartlı tahliye talebinde bulunamayacak. | Open Subtitles | جيمي كونواي مازال يقضي مدته وهي 20 عاماً عقوبة لإرتكابه العديد من الجرائم بسجن ولاية نيويورك |
| dürüst memur ise sizi bu rüşvete bağlı olarak alı koyamaz ve böylece baş belası bir trafik cezasını alırsınız. | TED | الشرطى النزيه لايمكنه إثباتها عليك كرشوة، وبناءً عليه، ستحصل على مخالفة المرور. |
| O para cezasını ödedim diye hayatım iyiye falan gitmeyecek. | Open Subtitles | فقط لأنني سدّدت غرامة غبيّة لا تحسّن من وضع حياتي. |
| Şimdi evlenmeyi de beceremedim. Bunun cezasını biliyorsun. | Open Subtitles | الآن أنا أخفقت في الزواج وأنت تعلم عواقب ذلك |
| Benim suçumun cezasını kontun çekmesine izin vermezdim, ondan ne kadar hazzetmesem de. | Open Subtitles | لم أكن أدعه يموت جزاء جريمة أرتكبتها انا .. |