| Geç kalmam ve annemin varlığı Ve şu Chilton'lı baba. | Open Subtitles | هذا اليوم مع تأخري وتواجد أمي وذلك الأب من تشيلتن |
| Bay Chilton kral ve kraliçeyi bildirmeden önce, hoparlörleri taşıyan adamdan, | Open Subtitles | قبل أن يعلن السّيد تشيلتن عن الملك والملكة عندنا اهداء خاصّ |
| Biliyorum. Büyükannenlere gidiyorsun. Chilton'a gidiyorsun. | Open Subtitles | أعرف, أنتي تذهبين إلى أجدادك أنتي تذهبين إلى تشيلتن |
| Chilton'a gitmek istediğimden emin değilim. | Open Subtitles | أنا لست متأكدة بأنني أريد الذهاب إلى تشيلتن |
| Dr. Chilton'dan uzakta, bir federal tımarhanede olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون في مصحة فيدرالية بعيداً عن الدكتور تشيلتون |
| Saat 13:10'da Chilton Caddesi Okulu'nda olmak üzere 12:55'de Beyazsaray'dan ayrılacağız. | Open Subtitles | اذا، سوف نغادر المنزل فى ال12: 55م الوصول الى مدرسة شيلتون ستريت فى ال 1: |
| Ona sormadan bütün bu Chilton çocuklarını davet etmişsin. | Open Subtitles | لقد دعوتي كل أطفال تشيلتن بدون أن تسألينها |
| Chilton' un gelecek haftaki dans gecesinden bahsetsene bana. | Open Subtitles | أخبريني عن حفلة تشيلتن في الأسبوع القادم |
| Ama bu hayat ve Chilton böyle. | Open Subtitles | على كل حال, هذه هي الحياة وهذه هي تشيلتن |
| Hiç olmazsa ona Chilton çeketi alayım. Bedeni 36 mıydı? | Open Subtitles | على الأقل سأشتري لها معطف تشيلتن هل مقاسها 6؟ |
| Rory'ye Chilton'da park yeri aldığımı bilmeni istedim. | Open Subtitles | أردتك أن تعرفي بأنني أشتريت مكان للوقوف لروري في تشيلتن |
| biraz da kareli etek ekle, ve işte Chilton kabusunun içindesin. | Open Subtitles | إضافة إلى زوج التنورات المنقوشة والذهاب إلى تشيلتن الغريبة |
| Herkes senin gibi posta kutusunun önünde Chilton bülteninin gelmesini bekleyip, içeriğini 3 saniye içinde ezberleyemiyor. | Open Subtitles | ليس كل شخص يستطيع أن ينتظر بالخارج عند صندوق البريد لينتظر نشرة أخبار تشيلتن ويعرض المحتويات فورًا في ثلاث ثواني |
| Kariyerimi ve Chilton'daki geleceğimi tehlikeye attığımı söyledi. | Open Subtitles | قال أني كنت أعرض مهنتي و مستقبل تشيلتن للخطر |
| Chilton bir bahanesi var.Pazartesi gecesi buradaymış. 294 sayı yapmış. | Open Subtitles | ـ ياسيد مونك نحتاج للتحدث ـ ناتالي انظري الى هذه تشيلتن عنده عذر كان هنا ليلة الاثنين |
| Chilton'dan vazgeçmeye henüz hazır değilim. | Open Subtitles | أنا لست مستعدة لأتخلى عن تشيلتن بعد |
| Rory'nin gerçekten harika bir çocuk olduğunu düşünüyorum Chilton'dan tek parça hâlinde çıkamasını sağlamak için her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | ... أنا حقا أعتقد أن روري طفلة عظيمة وأنا سأجعل إعجابي لأتأكد أنها سوف تعبر تشيلتن بقطعة واحدة |
| İşimi iyi yapıyorum, öğrencilerime bağlıyımdır ve Chilton'ın Kurallar Kitabında bunu yasaklayan bir şey yok. | Open Subtitles | لقد أحسنت في عملي .... وأنا مكرس لطلابي وليس هناك شيء في كتاب تشيلتن للأخلاق يمنع ذلك |
| Aslında Rory Chilton'a başladı. | Open Subtitles | في الحقيقة, روري بدأت في تشيلتن |
| Bununla birlikte Dr. Chilton yemek odasına dair detayları paylaşma nezaketini gösterdi. | Open Subtitles | مع ذلك،الدكتور تشيلتون كان لطيفا بما يكفي ليشارك التفاصيل |
| Dr. Chilton onu inkar etmek için pek bir şey yapmadı ve beni de aynısını yapmaya teşvik etti. | Open Subtitles | الدكتور تشيلتون قام بالقليل لإبعاده عن هذه الفكرة،وشجعني على القيام بالمثل |
| Chilton güvenlikten tüm birimlere. Klasik konuşmasını tamamlıyor. | Open Subtitles | من امن شيلتون الى جميع المراكز،قوموا بتغطية الرئيس |