Biliyorsunuz, bir sürü koruyucu ailenin çocuklarının ciddi sorunları var. | Open Subtitles | تعلمون الكثير من المتبنون لديهم مشاكل حقيقية |
Burada ciddi sorunları olan insanlar var. | Open Subtitles | كما تعرف هناك ناس هنا مع مشاكل حقيقية |
Kızın üvey babası ile ilgili ciddi sorunları varmış. | Open Subtitles | وتعاني من مشاكل حقيقية مع زوج أمها |
ciddi sorunları vardı ama öyle değil mi ? | Open Subtitles | و لكنها كانت تعانى من مشاكل خطيرة, أليس كذلك؟ |
Ben de kendime sorunlu derdim. Bu herifin çok ciddi sorunları var. | Open Subtitles | ظننت أني سيء هذا الشخص لدية مشاكل خطيرة |
Tabii birinin ciddi sorunları çözdüğünü varsayıyorum. | Open Subtitles | على افتراض أن هناك من يستطيع حلّ مشاكل عويصة. |
Kimin ciddi sorunları yok ki söylesene? | Open Subtitles | -كلا، لدينا مشاكل عويصة . |
Kızınızın ciddi sorunları var. | Open Subtitles | تواجه ابنتكم مشاكل حقيقية |
Bu adamın ciddi sorunları var | Open Subtitles | هذا الرجل لديه مشاكل حقيقية |
Buradaki gençlerin ciddi sorunları var. | Open Subtitles | الأطفال هنا لديهم مشاكل خطيرة, |
Buranın ciddi sorunları var ama Axe Capital şu an ne olursa olsun doruk noktasında nasıl bir şey olması gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | يعاني هذا المكان مشاكل خطيرة لكن مهما كانت عليه (أكس كابيتال) الآن فأنا أعلم ما يفترض أن تكون عليه في أفضل حالاتها |
Onun ciddi sorunları var. | Open Subtitles | إنه يعاني من مشاكل خطيرة |
Olup bitenin farkında mısın yoksa görmezden mi geliyorsun bilmiyorum ama Cobb'un gizlemeye çalıştığı ciddi sorunları var. | Open Subtitles | لا أعرف إن كان باستطاعتك أن ترى ما يجري أو أنّك لا تريد معرفة ذلك فحسب لكن لدى (كوب) مشاكل خطيرة يحاول أن يدفنها هناك وأنا لست على وشك فتح عقلي لشخص كهذا |