Bebekleri yumuşak ciltleri için kıskanıyorsun. | Open Subtitles | تشعرين بالغيرة من الأطفال على نعومة بشرتهم |
Bu insanlar melanom olmayacak kadar az miktarda ışığa maruz kaldılar ve daha açık renkli ciltleri ultraviyole ışığı daha iyi absorbe etti. | TED | فقد تعرضوا لكميات أقل من أشعة الشمس مما جعل احتمال إصابتهم بالميلانوما أقل، وقامت بشرتهم الفاتحة بامتصاص الأشعة فوق البنفسجية بشكل أفضل. |
(Gülüşmeler) (Alkışlar) Ve hemen vaftiz burjuvazisinin arkasında yaşlılar vardı. Gençken Doğu Teksas'ın pamuk tarlalarında kızgın güneş altında sırtları eğilen ve ciltleri Doğu Teksas'ın toprağı gibi kırışıksız, soylu bir kahverengiye dönen, ve Doğu Teksas dışında hayatın nasıl olabileceğine dair ümit ve hayalleri bazen sırtlarından bile çok bükülen ve kırılan insanlar. | TED | (ضحك) (تصفيق) وخلف البرجوازيين المعمدين تمامًا كان كبار السن -- هؤلا الرجال والنساء الذين احترقت ظهورهم الشابة تحت الشموس الحارقة في حقول القطن شرق تكساس، وبدت بشرتهم مصقلة -بسبب الحرق- باللون البني النبيل، تمامًا مثل طين شرق تكساس، والذين مالت وتكسرت آمالهم وأحلامهم لما قد تصبح عليه الحياة خارج شرق تكساس أكثر حتى من ظهورهم. |
Her sayfayı, her kabartmayı ciltleri, her şeyi. | Open Subtitles | اريدك ان تجد طريقة فى ان تقارن بينهم وبين نسختى تقارن بين كل صفحة, و النقوش و الغلاف وكل شىء |
Her sayfayı, her kabartmayı ciltleri, her şeyi. | Open Subtitles | اريدك ان تجد طريقة فى ان تقارن بينهم وبين نسختى تقارن بين كل صفحة, و النقوش و الغلاف وكل شىء |