| Burada sahip olduğun şey cinayet silahının küçük bir parçası. | Open Subtitles | ما قد يكون لديك هنا أصغر قطعة من سلاح الجريمة |
| Adli tabip, cinayet silahının bahçe makası olabileceğini de söylemişti. | Open Subtitles | الطبيب الشرعي قال بأن سلاح الجريمة قد يكون مقص الحديقة. |
| Ama iyi haber şu ki, cinayet silahının üzerinde bir eşleşme bulduk. | Open Subtitles | والنبأ السار هو أننا وجدنا تطابقاً من الحمض النووي على سلاح الجريمة |
| Dördüncüsü: mahkemede cinayet silahının aynı bıçak olduğunu söylediler. | Open Subtitles | رابعاً: ميّزوا سلاح الجريمة في المحكمة وقالوا أنه نفس السكين. |
| cinayet silahının geminin herhangi bir yerinde olduğuna dair bir işaret yok. | Open Subtitles | أي أثر لسلاح الجريمة على متن القارب و لا نتائج إيجابية لفحص بقايا الرصاص |
| Polisi kandırmaya çalışmanın son kanıtı olarak cinayet silahının kendisi de bunlara dahil. | Open Subtitles | بالإضافة إلى , كتعبير آخير عن أحتقارك للشرطة سلاح الجريمة ذاته والآن , هل أنت مستعد ؟ |
| Elleri kızın kanıyla kaplı, ve parmak izleri cinayet silahının üzerinde. | Open Subtitles | يداه مغطيتان بدمائها, و بصمات أصابعه على سلاح الجريمة |
| Sende de tespit edemediğimiz cinayet silahının kalıbı var. | Open Subtitles | نعم و انت لديك القالب من سلاح الجريمة غير المحدد ؟ |
| -Bu buz parçaları cinayet silahının parçası olabilir. | Open Subtitles | هذه القمم الجليدية قد تكون جزء من سلاح الجريمة |
| cinayet silahının, DNA sonucunu aldık. | Open Subtitles | لقد حصلناعلى نتائج الحمض النووي من سلاح الجريمة |
| cinayet silahının her yerinde parmak izin var. | Open Subtitles | بصمات أصابعك كانت كلّها على سلاح الجريمة |
| Adli Tıp, cinayet silahının üzerinde, leke izlerinin altında senin parmak izlerini buldu. | Open Subtitles | الطب الشرعي وجد علامات بقع تحت بصماتك على سلاح الجريمة |
| - cinayet silahının izleriyle aynı. | Open Subtitles | الإنبعاجات تلك تطابق التي من سلاح الجريمة |
| cinayet silahının ne olduğunu başından beri biliyorduk. | Open Subtitles | كنا نعرف منذ البداية بماهيّة سلاح الجريمة |
| Bizim aradığımız cinayet silahının sapına kazınmış pentagram. | Open Subtitles | النجمة الخماسية التي نحن مهتمين بها كانت منقوشة على سلاح الجريمة |
| MEdio-Cam'ler artık cinayet silahının partiküllerini kolayca ortaya çıkarır hale geldi. | Open Subtitles | حسناً القطع النيزكية بالتأكيد ليست مكونات أرضية تركها خلفه من سلاح الجريمة |
| cinayet silahının yerini, 99 cinayetlerinin detaylarını, paylaştığı biriyle. | Open Subtitles | مكان سلاح الجريمة و تفاصيل جرائم عام 1999 عبر القانون, كان يمنلك حق الاطلاع على ملفات القضايا |
| Sanırım size cinayet silahının nerede olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | اعتقد انه يمكنني اخبارك بمكان سلاح الجريمة |
| Emin olmak için cinayet silahının balistik raporunu beklemeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نتحقق متى سوف تنتهي معاينة قذيفة لسلاح الجريمة. |
| Sözde cinayet silahının ateş etme yeteneğinin olmaması delili yok saymak olmaz mı? | Open Subtitles | لفحص السلاح ؟ هل يستبعد من الشهادة أن ما يسمى بسلاح الجريمة |
| Bay Fellig, suç mahallindeki cinayet silahının üzerinde parmak izleriniz bulundu. | Open Subtitles | السّيد فيليج بصمات أصابعك وجدت على سلاح القتل في مشهد الجريمة. |
| cinayet silahının hala arabasının bagajında olma ihtimali ne kadardır ki? | Open Subtitles | ما هي الإحتمالات بأن سلاح القاتل ما يزال في صندوق السيارة |