Biz de bu sırada cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi hakkında | TED | وفي هذه الأثناء، نواصل الحديث عن المساواة بين الجنسين وتمكين المرأة. |
Malavi en yoksul ülkelerden birisi, çok yoksul, burada cinsiyet eşitliği konusu kuşkuludur. | TED | مالاوي من أفقر الدول فقيرة جدا حيث المساواة بين الجنسين أمر مريب |
Bizi cinsiyet eşitliği için bir dönüm noktasına doğru götürüyor. | TED | والتي تحثنا على تحقيق المساواة بين الجنسين. |
cinsiyet eşitliği kadınlarla ilgilidir, değil mi? | TED | المساواة بين الجنسين موضوع للنساء، صحيح؟ |
Eğer cinsiyet eşitliği konusunda duyarlıysanız veya fakirlik veya göçmenlik veya toplum sağlığı, o zaman seks işçilerinin hakları sizin için önemli. | TED | إذا كنتم تهتمون بالمساواة بين الجنسين أو الفقرأو الهجرة أو الصحة العامة، إذن فإن حقوق محترفي الجنس تهمكم. |
Ama bunun ötesinde, cinsiyet eşitliği biz erkeklerin de çıkarına. | TED | ولكن أكثر من هذا، المساواة بين الجنسين هي أيضاً في مصلحتنا كرجال. |
Bunu cinsiyet eşitliği için ayağa kalkarak cesaretin görmezden gelinemez etkisiyle yapabiliriz. | TED | وبوسعنا فعل ذلك عن طريق تصرفات شجاعة من دون تجاهل، دفاعًا عن المساواة بين الجنسين. |
Burada kendi kişisel ilişkilerini-- çalışma arkadaşları ve eşleriyle olan kendi cinsiyet eşitliği deneyimlerini açıkca paylaştılar. | TED | و هناك ناقشوا علاقاتهم الشخصيه على الملىء و تجربتهم بخصوص المساواة بين الجنسين بين زملاء العمل و الشركاء |
Kadınlar ataerkilliği destekleyebilirler, tıpkı erkeklerin cinsiyet eşitliği için savaşabileceği gibi. | TED | فللنساء أن يؤيدن النظام البطريركي، كما للرجال أن يؤيدوا الكفاح من أجل المساواة بين الجنسين. |
Aralarındaki bağlantı genellikle göz ardı ediliyor fakat cinsiyet eşitliği dünyaya meydan okumamızda anahtar niteliğinde. | TED | وكثيرًا ما يتم إغفال الصلة بينهما، لكن المساواة بين الجنسين هي الحل الرئيسي لتحدي الكوكب الذي نواجهه. |
Birlikte, okuluma gelemeyen erkekler ve kızlar için cinsiyet eşitliği, sağlık ve insan hakları hakkında hayati bilgiler paylaşarak bir eğitim programı oluşturduk. | TED | أنشأنا معًا برنامجًا تدريبيًّا للفتيات والأولاد الذين لم يتمكنوا من الحضور إلى مدرستي، مشاركين بمعلوماتٍ حيوية عن المساواة بين الجنسين والصحة وحقوق الإنسان. |
Üstelik Yeni Zelanda, 2021'e kadar iş alımı cinsiyet eşitliği hedeflerine istikrarlı bir şekilde ilerliyor. | TED | ونيوزيلندا تمشي بثبات نحو هدفها لتحقيق المساواة بين الجنسين داخل صفوف المجندين بحلول عام 2021. |
cinsiyet eşitliği için birinci sınıfta protesto etmiştim. | Open Subtitles | حسنا، تظاهرت في واحدة أول سنة من أجل المساواة بين الجنسين |
Oysa toplumsal cinsiyet eşitliği mevzuatı senin niteliklerinden biridir. | Open Subtitles | حيثما تشريعات المساواة بين الجنسين هي أحد سماتك المميزة |
Her şeyden önce, cinsiyet eşitliği ve maaş farkını kapatmak konularında baskı yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أولاً, أريد العمل على المساواة بين الجنسين وإغلاق فجوة الرواتب |
Eğer erkekleri hayatlarında ne istediklerini, söylediklerinde dinlerseniz aslında cinsiyet eşitliği istediğimiz hayatı elde etmek için bir yoldur. | TED | إذا استمعت إلى ما يقوله الرجال حول ما يريدونه في حياتهم، المساواة بين الجنسين هي في الواقع وسيلة للحصول على الحياة التي نريدها. |
cinsiyet eşitliği ülkeler için yararlıdır. | TED | المساواة بين الجنسين جيدة للبلدان. |
Şirketlerde bana sık sık sorulan soru: "Hocam, bu cinsiyet eşitliği şeyi, bu gerçekten pahalı olacak değil mii?" | TED | إذاً، السؤال الذي لطالما سألوني إياه بالشركات هو، "أيها الفتى، المساواة بين الجنسين ستكون حقاً باهظة، أليس كذلك؟" |
Ben de: "Oh hayır, aslında cinsiyet eşitliği olmamasının size ne kadara patladığını hesaplamalısınız. | TED | وأقول، "أوه، لا، في الواقع، ما الذي يجب عليك البدء بحسابه هو ما تكلفكم إياه عدم المساواة بين الجنسين. |
İşletme Yüksek Lisans'ımı Harvard'da tamamladım. Tüm bunları müzik endüstrisi ve iş dünyasındaki cinsiyet eşitliği ile ilgili kayda değer bir fark yaratmak için yaptım. | TED | وأنهيت الماجستير في هارفارد وكل ذلك بنية التمكن من إحداث تغيير في صناعة الموسيقى وتحريك الإبرة فيما يتعلق بالمساواة بين الجنسين من الناحية التجارية |
Orduda toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine çalışma yapan tarafsız bir jürideydim, ...ve jürimizin çözemediği bir sorunu olan bir konuşmacı vardı. | Open Subtitles | كنتُ عضوة في لجنة قضائية تدرس التعميم النوعي في القطاع العسكري وقد قابلتُ متحدثة |