Görünüşe göre Clairmont ve ekibi, Hırvatistan'daki bir Amerikan CEO'sunu korumak için kiralanmış. | Open Subtitles | يبدو أنّ (كليرمونت) وفريقهم تمّ توظيفهم لحماية رئيس مجلس إدارة أمريكي في (كرواتيا). |
Alvin,Zion ve burası arasında Clairmont'tan daha yüksek ve dik tepeler var. | Open Subtitles | حسناً, كماتعرفيا( ألفين) هناك الكثير من التلال أكبر من تلال "كليرمونت" التى بيننا و بين "زيون" |
Kensi Blye ve Peter Clairmont. Şimdi Kensi'nin masum olduğu ortaya çıktığına göre Clairmont'un yaşadığından eminim. | Open Subtitles | والآن من الواضح أنّها بريئة، وأعلم أن (كليرمونت) حيّ حقا. |
Kazanın detayları yoktu. Sonra Clairmont'un neden ortadan kaybolmak istediğini düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لذا بدأت بالبحث عن الأسباب التي تجعل من (كليرمونت) يريد الإختفاء. |
Demek Clairmont 2006'da sahte ölüm gerçekleştirdi. | Open Subtitles | إذن (كليرمونت) زيّف موته عام 2006. لماذا لم يفعل قبل ذلك؟ أو لم يفعل بعذ ذلك؟ |
Clairmont'un Kensi'nin babasını öldürdüğüne dair bir ipucun yok değil mi? | Open Subtitles | لا تملك أيّ دليل على أن (كليرمونت) قتل والد (كينزي)، أليس كذلك؟ |
O zaman Clairmont, Kensi'nin babası ve Brad Stevens arasındaki bağı öğrendiğini düşünüyor. | Open Subtitles | إذن لابد أن (كليرمونت) عرف أنّ (كينزي) بشأن (براد ستيفنز) وعلاقته بوالدها. |
Clairmont'u işe alan aynı şirket. | Open Subtitles | هذا نفس شركة المقاولة العسكرية التي وظفت (كليرمونت) بعد موته المزعوم عام 2006. |
Yüz tanıma programını çalıştırıyorum. Clairmont'un ekibinin dosyalarını çıkarıyorum. | Open Subtitles | حسنا، جاري فحصهم ببرنامج التعرف على الوجوه، وإستخراج الملفات لفريق (كليرمونت). |
Bir hafta sonra Clairmont, Kensi'nin babasını öldürdü. | Open Subtitles | وبعدها بأسبوع، (كليرمونت) قتل والد (كينزي). |
Clairmont, geçmişinin peşini bırakmayacağını anladı. Kendi ölümünü uydurdu. | Open Subtitles | أدرك (كليرمونت) أن ماضيه يلاحقه، فزيّف موته. |
1997'de Port-au-Prince'de bir barda Clairmont sarhoş olup bir sivili öldürmüş. | Open Subtitles | في عام 1997، (كليرمونت) ثمل في حانة في (بورت أو برينس)، وقتل مدنيا. |
Stevens bu hikayeyi ortaya çıkarsaydı, Clairmont ifşa olurdu. | Open Subtitles | إذا نشر (ستيفنز) تلك القصة، فسينكشف غطاء (كليرمونت). |
Clairmont'un orayı gözetlediğini biliyordur. | Open Subtitles | هي تعرف أنّ (كليرمونت) قد وضع البيت تحت المراقبة. |
Clairmont eve gitmesi için yem attıysa Kensi tuzağa düşecek. | Open Subtitles | إذا إستدرجها (كليرمونت) إلى المنزل، فسينصب لها فخّا. كلا، (كينزي) هي من تستدرج (كليرمونت) إلى هناك. |
Clairmont'un takımı dört tetikçiden oluşuyor. | Open Subtitles | ما الذي نواجهه؟ فريق (كليرمونت)، بقدر أربعة قنّاصين. |
Clairmont'un aradığı delil buydu. | Open Subtitles | هذا هو الدليل الذي كان يبحث عنه (كليرمونت). |
Babanın bu aramasından bir gün sonra Clairmont onu öldürdü. | Open Subtitles | (كليرمونت) قتله في اليوم الموالي الذي قام فيه والدكِ بإجراء هذه المكالمة. |
Yüz tanıma programında Peter Clairmont ile eşleşen bir adamı işe alan askeri donatım şirketi. | Open Subtitles | إنّها شركة مقاولة عسكرية التي توظف حاليا رجلا تطابق وجهه مع (بيتر كليرمونت). (غراينجر) محق، هو حيّ بالتأكيد ويعمل تحت الإسم المستعار (بيتر نيلسون). |
Clairmont babanı öldürdü Kensi. | Open Subtitles | (كليرمونت) قتل والدكِ يا (كينزي). |