Ki, eğer bir akıllı telefondan Google'a girmişlerse, 15 sene önce Başkan Clinton'ın sahip olduğundan daha çok bilgi ve istihbarata erişimleri var. | TED | وإذا دخلوا على موقع جوجل في جوالاتهم الذكية، سيصلون إلى معلومات ومعرفة أكثر مما حصل عليه الرئيس كلينتون قبل 15 سنة. |
Eğer istersek, Bill Clinton'ın bile ne olduğunu kontrol edebiliriz. | TED | إذاً، اذا رغبت في، لنرى كيف يبدو "كون" بيل كلينتون. |
Bill Clinton'ın şu an itibariyle yer almış olduğu söylentileri görebiliriz. | TED | يمكننا رؤية القصص بأن بيل كلينتون يشارك الآن. |
Bill Clinton'ın Rwanda sağlık klinikleri için söyledikleri gibi. | TED | لأنه مثلما كما كان يقول بيل كلينتون عن العيادات الصحية الرواندية. |
Biz de Clinton'ın hesaplarını böyle almayı düşünüyoruz zaten. | Open Subtitles | حسنا، هذه هي الطريقة التي نحن نأمل للحصول على حساب كلينتون. |
Hangisinin daha sorgulamaya açık olduğunu bilmiyorum, senin nasıl atış yaptığın mı? Yoksa Bill Clinton'ın dürüstlüğü mü? | Open Subtitles | .. انا لا اعرف ماهو اكثر شي مشكوك فيه ستثبتك ذراعك أو في نزاهه كلينتون |
Oklahoma'daki terörist saldırıdan sonra Clinton'ın Mc Veigh Ailesi'ni yurt dışına gönderdiğini düşünün. | Open Subtitles | بعد موضوع مدينة أوكلاهوما إرهابى يقصف بالقنبلة الرئيس كلينتون يساعد في ترتيب رحلة للخروج من البلاد |
Beyaz Saray artık tepkileri azaltıp Hillary Rodham Clinton'ın maketlerini yakmayı kesme uyarısında bulundu. | Open Subtitles | البيت الأبيض قال اليوم إنه الوقت للإلتفات للخطابات رد على حرق دُمية تمثل شخص هيلاري رودهام كلينتون |
Ama Bill Clinton'ın kardeşi olmayı kaldırabiliyordum. | Open Subtitles | ولكنني يمكن السيطرة ويجري بيل كلينتون شقيق. |
Yarın sabah itibariyle Bill Clinton'ın lekeleri silinecek ve nihayet Beyaz Saray'a onur ve saygınlık girecek. | Open Subtitles | في صباح الغد سوف نغسل البقع التي أحدثها بيل كلينتون و في النهاية سنعيد الشرف والكرامة للبيت الأبيض |
Amigo olmayı, Hillary Clinton'ın başkan olmayı istemesinden daha fazla isteyen sensin. | Open Subtitles | انتي كنتي تريدين ان تكوني مشجعه اكثر من هيلاري كلينتون تريد ان تكون رئيسة |
Bir de, Bayan Clinton'ın ayaklarına bakın. | Open Subtitles | الآن ، دعونا نلقي نظرة على قدمى السيدة كلينتون |
Başkan Clinton'ın bütçe danışmanı olan CEO Franklin Raines 52 milyon dolardan daha fazla ikramiye aldı. | Open Subtitles | فرانلكين راينز المدير التنفيذي الذى كان مدير موازنة الرئيس كلينتون قبض ما يربو على 52 مليون دولار عمولات |
Clinton'ın Hazine Bakanlığı derhal tepki gösterdi. | Open Subtitles | و كان هناك رد فعل فورى من وزارة مالية كلينتون |
Bayan Clinton'ın işleri iyi gidiyor. | Open Subtitles | يبدو أن السيدة كلينتون تُدبر أمورها بشكلٌ جيد |
Clinton'ın ateist olması beni şaşırtmazdı. | Open Subtitles | لن يفاجئني لو كلينتون كان مُلحد لن يفاجئني لو أوباما مُلحد |
Eminim Chelsea Clinton'ın da buraya uygun olmadığını düşünmüştünüz. | Open Subtitles | لقد راهنت على ان شيلسي كلينتون لن تنال إعجابك هنا |
Bir dünya haritası da görebiliyoruz, böylece bu harita Bill Clinton'ın geçen hafta içerisinde gittiği coğrafi noktaları gösteriyor bize. | TED | يمكننا أيضاً رؤية خارطة العالم، إذاً يظهر هذا الوصول الجغرافي لبيل كلينتون في الأسبوع الماضي . |
Bilmiyorum dostlar. Dünya zıvanadan çıktı. Bu Clinton'ın işine geliyor. | Open Subtitles | " لا أعلم العالم مجنون الأمر تسير لصالح " بل كلينتون |
Ne zaman kötü bir şey olsa Clinton'ın işine geliyor. | Open Subtitles | " في كل مرة يحدث شيء سيء يحصل أمر جيد لـ " بل كلينتون |