Isır beni, Coombs. En azından benim kahramanlarım gerçek. | Open Subtitles | عليك اللعنة ، كومبس على الأقل أبطالي أحياء |
Anubis'in kendisi yoldaymış. Felger ve Coombs'tan hiç bahsedilmiyor. | Open Subtitles | أنوبيس بنفسه في الطريق و لم يذكر شيء عن فيلجر و كومبس |
Hadi ama, Coombs. Bu op bize bağlı, bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | هيا كومبس هذه المهمة أكبر منا، أنت تعرف هذا |
Coombs kendisini halkalayacak, ve hepimiz eve döneceğiz. Çocuk oyuncağı. | Open Subtitles | يستطيع كومبس أن يخرج نفسه إلى الحلقات ثم نتصل بالوطن جميعاً، غاية في السهولة |
Ölümcül tehlikeyle yüz yüzeyken gösterdikleri cesaret için, ben bu vesileyle Simon Coombs ve Jay Felger'in her birini Hava Kuvvetleri Sivil Kahramanlık Madalyası ile ödüllendiriyorum. | Open Subtitles | لشجاعتهم على مواجهة الخطر المميت أمنح لكل من سيمون كومبس و جاي فيلجر مكافأة القوات الجوية للشجاعة |
Bir bakın, millet. Coombs da onunla berabermiş. | Open Subtitles | لماذا، إسمعوا جميعاً لقد أحضر كومبس معه |
Kesinlikle. Sinyalimle, Coombs'u buraya getir. | Open Subtitles | بالضبط، عند إشارتي إخرج كومبس من هنا |
İyi iş, Coombs. Devam et. | Open Subtitles | عمل جيد كومبس ، تابع الأمر |
- Coombs kalkanı kapatacak. | Open Subtitles | -اذاً، هل يستطيع كومبس إبطال الدرع |
Onu bana ver. Şimdi, Coombs. | Open Subtitles | إعطني هذا، الآن كومبس |
Coombs'u buraya getir. | Open Subtitles | أخرج كومبس إلى هنا |
Coombs'tu. Selam söyledi. | Open Subtitles | إنه كومبس , يبلغك تحياته |
Coombs beş yıl içeride kalmayacağını söylüyor ya da o kadar bile. | Open Subtitles | يقول (كومبس) أنه لن يُسجن لـ5 سنوات أو ما شابه |
Ajan Susan Coombs, yeni eğitmeniniz. | Open Subtitles | العميلة (سوزان كومبس)، مسؤولتكما الجديدة |
Coombs'dan telefon takip programını değiş tokuşa geç kalırsan diye öğretmesini istemiştim. | Open Subtitles | طلبت من (كومبس) أن تُرني كيفية إستخدام برنامج نظام تتبع الأثر عبر الهاتف في حالة لو تأخرت على المبادلة |
Ajan Susan Coombs, yeni eğitmeniniz. | Open Subtitles | ماذا تبقى لي؟ ،العميلة (سوزان كومبس) مسؤولتكن الجديدة |
Ajan Coombs'a da yıldızlı pekiyiyle testi geçtiğinizi haber vereceğim. | Open Subtitles | وسأخبر العميل (كومبس) أنكم تجاوزتم الإمتحان بنجاح فائق |
Yemeğin sonunda yine de Coombs'u aramak ve hatamı söylemek istersen sonuçlarına katlanırım. | Open Subtitles | وبنهاية العشاء إن شعرت أنك لاتزال تود الإتصال بـ(كومبس) ،وإخبارها عن خطأي |
Coombs bizi Queens'deki İslami Cephe'ye gönderiyor. | Open Subtitles | (كومبس) سترسلنا للجبهة الإسلامية في (كوينز) |
Finnegan, Coombs, onaylayın. | Open Subtitles | (فينغان) و (كومبس)، حول لا تواصلا سيركما. |