Çok meşgul birisin, Dewey Cox, biraz durup gülleri koklayacak vakit bulabiliyor musun? | Open Subtitles | انت مشغول جدا , ديوي كوكس هل لديك الوقت للوقوف و شم ورده؟ |
George Goldblum onun altındaydı. Wally Cox neredeydi? | Open Subtitles | جورج غوبل كان في النهاية واين كان والي كوكس اذاً؟ |
Dr. Cox sırtıma vurduğu an hep tam zamanında ortaya çıktığını düşündüm. | Open Subtitles | لحظة ربت الدكتور كوكس على ظهري فكرت في أنه يظهر دائماً ففي اللحظة المناسبة |
Tabii ki, Dr. Cox ve ben kendimizi suçlu hissediyorduk. | Open Subtitles | طبعا د.كوكس و أنا شعرنا بالذنب بسبب ذلك. |
Dr. Cox! Büyük bir kriz içindeyiz. | Open Subtitles | نحن نعاني من أزمة جدية هنا يا دكتور كوكس |
Malcolm Cox o gece Bar'da içen kişi listesinde var. | Open Subtitles | مالكولم كوكس هو على لائحة الاشخاص حانة الشرب في تلك الليلة. |
Ama dün gece Bar'da Malcolm Cox benimkiyle aynı tıraş losyonunu kullandığını söyledin. | Open Subtitles | ولكن في الحانة الليلة الماضية ، وقال مالكولم لكم ان كان كوكس بعد الحلاقة ارتداء نفس لي. |
Bunu düşüren Malcolm Cox ile aynı tıraş losyonunu kullanıyordu. | Open Subtitles | وأيا كان إسقاطه وكان يرتدي نفس بعد الحلاقة الذي كان يرتدي مالكولم كوكس. |
Cox'un saldırıdan sekiz mahkumiyeti var. | Open Subtitles | وقد حصل كوكس الثمانية السابقة إدانة للاعتداء. |
Dün gece sen onla hesaplaşırken Malcolm Cox anahtarlarını parmaklarının arasında böyle tuttu. | Open Subtitles | عندما كنت التربيعية متروك له الليلة الماضية ، وضع مالكولم كوكس مفاتيحه من بين أصابعه ، من هذا القبيل. |
Malcolm Cox, seni Colin Clay'i öldürme suçundan tutukluyorum. | Open Subtitles | مالكولم كوكس ، وأنا كنت اعتقال بتهمة قتل كلاي كولن. |
Burası Radyo 1, şu anda Sara Cox'u dinliyorsunuz. | Open Subtitles | ,انتم تستمعون إلى سارة كوكس هذه هى المحطة الأولى |
Dewey Cox çalmadan önce tüm hayatını gözden geçirme ihtiyacı duyar. | Open Subtitles | ديوي كوكس يحتاج ليفكر عن حياته كلها قبل ان يغني |
Sanırım, Dewey Cox'un ilerleme vakti geldi. | Open Subtitles | اعتقد انه حان الوقت لديوي كوكس ليتقدم الى الأمام |
Big Bopper'dan sonra, Buddy Holly çıkacak sonra Elvis Presley, ve sonra da sen, Dewey Cox. | Open Subtitles | بعدها الفيس بريسلي و بعدها انت ديوي كوكس |
Artık tüm hayatımı sadece Dewey Cox'u düşünerek geçirmemeliyim. | Open Subtitles | لا أستطيع صرف وقتي كله في التفكير عن ديوي كوكس |
Ve Dewey Cox'ın şimdi Hindistan'a ihtiyacı var ve sanırım Hindistan'ın da Dewey Cox'a ihtiyacı var. | Open Subtitles | و ديوي كوكس يحتاج الهند الآن و اظن ان الهند تحتاج ديوي كوكس ايضا |
- Öyle değil mi, John Lennon? - Evet, Dewey Cox. | Open Subtitles | الا توافق , جون لينون - نعم , ديوي كوكس - |
İsa'nın yolunu bulamadığın müddetçe senden hiçbir şey olmaz, ancak kara bir Cox olursun. | Open Subtitles | حتى تصحح نفسك مع السيد المسيح لن تصبح شيئ الا كوكس اسود و كبير |
Umarım bu, hayatının bir bölümünün sonu olur, Dewey Cox. | Open Subtitles | حسنا , اعتقد ان هذه نهايه فصل في حياتك , ديوي كوكس |